KARARSIZLIK ya da İKİLEM

Neyin, ne olduğunu veya neden-niçin olduğunu bilememe, bi karar verememe.

Klasik-Yunan felsefesinde Platon “ruhçu”, Aristotales “maddeci” idi; bu ikilik, Batı ve İslâm felsefelerine de yansıdı. Farabî de İbn-i Sinâ da İbn-i Rüşd de Descartes da Kant da kartezyendi; neredeyse hepsi, ruh-beden, bilgi-inanç ayırımı yaptılar. Kant : “İnanca (= ahlâka) yer açmak için, bilgiyi askıya almak zorunda kaldım.” bile dedi.

Bilgi askıya alınmadan inanca varılamıyorsa = akıldan kalbe bir yol yoksa; bu kalp, bu aklı niye besler?!. En çok kan tüketen organ beynimiz.

“Allah, hiç kimsenin bedenine iki kalp yerleştirmedi...” (33/4)

Kalp, ınkılab eder; (inkilab değil); akıl, seçer; seçim için de, iyinin-kötünün, doğrunun-yanlışın, güzelin-çirkinin (= ikiliğin!) BİLİNMESİ, ve KALBİN bunların birine İNANMASI, İRADENİN de bu TERCİHİ yapması gerekli.

İnsan, akıl, kalp ve irade varlığıdır. İnsandaki bu üç yeti uyumlu çalışmazsa; akla kalp, kalbe akıl itiraz eder, hayır derse, irade de neyi seçeceğini bilemez ve o insan, aslâ huzur bulamaz.

“Ya Muhavvil-el hâl-i vel ahvâl, havvil hâlene ilâ ahsen-il hâl. =  Ya hâli ve hâlleri = ahvâli Değiştiren (Rabbim)!, bizim hâlimizi de en güzel hâle değiştiriver.”

يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ ثَبِّتْ قَلْبِي عَلى دِينِكَ

“Ey kalpleri eviren-çeviren Allah’ım!. Kalbimi Senin dinin üzerine sabit kıl!.” (Senin dininden başka yöne çevirme!.)

Bizleri yanlıştan, yanlış tercihlerden (= kötülüklerden) uzak kıl. Bu akıl, bu kalp Seni unutursa, sapar ve azar; her dâim Seni hatırlayanlardan = Seni zikredenlerden, Senin emirlerine (= dinine) azami hassasiyeti gösterenlerden eyle ve bu konuda bizi ikilemde = kararsız bırakma!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK