DOKSANDOKUZA BİR = 99'A 1.
Bu ifâde Sâd Sûresi 23. âyette geçer. İki kişi (= davalı ve davacı) Davud (a.s.)’a gelirler; onun 99, benim 1 koyunum var; o, benim 1 koyunumu da bana ver, diyor; Sen aramızda hüküm ver, derler.
Bu âyete mülkiyet bağlamında bakalım. Mülk, herkese eşit verilmez; kiminde az, kiminde çoktur; 99, çokluğu, 1 azlığı ifâde eder.
Mülkiyete bir emanet olarak bakılmazsa, haksızlık doğurur. Ben, komünist Proudhon gibi, mülkiyeti bir hırsızlık olarak görmüyorum, ona bir emanet olarak bakıyorum. Burada 99 koyunu olan kişi, mülkiyeti emanet olarak görmüyor; 1 koyunu olana, o 1 koyunu bile çok görüyor.
Mülkiyet, emanet olarak görülmezse, (çok) mal, tamah, haksızlık ve temerküz üretir. (Temerküzün kökü merkez. “Mallar (= ganimetler), sizin zenginleriniz arasında dolaşan bir devlete (= bir güç ve iktidar aracına) dönüşmesin.” 59/7.) Çünkü siz, o mülkü (= o emaneti) doğru-dürüst (= yerli-yerinde) kullanamazsınız, sahiplenirsiniz.
En iyisi mi, mülkü Allah’a verin = Allah için verin!. = “leHü-l Mülk.” (39/6.) Siz, o mülkü, aslâ “Allah gibi”! kullanamazsınız!.
Allah bize mülk verir; sonra bizden onu Kendisine “ödünç, borç” olarak vermemizi ister; buna da karz-ı hasen der. (Bknz. 2/245. 57/11. 64/17.)
Allah’ın mülke ihtiyacı olur mu?!.
Olmaz.
Öyleyse, verdiğini niye ister?!.
İnsanlar arasındaki ekonomik adâleti sağlamak için.
Buradaki mülkü, sadece maddî mal olarak da anlamamak lâzım; bize verilen her şey (= ilim, emek, sağlık-sıhhat, rahat, eş, evlât, vs.) mülktür. Bizde mülkiye, siyaset sınıfına (= idarecilere) tekâbül eder (= karşılık gelir) ama ben buradaki mülkü, tıbbiye, askeriye, ilmiye ve adliyeyi de kapsayacak şekilde kullanıyorum.
Meseleye böyle, buradan, bu şekilde bakarsak, elimizdeki 1 koyunu, 99 koyunu Olan’a vermekte herhangi bir mahzur yoktur!. Ama, öbür türlü (= yamuk) bakarsak, ortada çok büyük bir haksızlığın olduğu kesindir.
99 koyunu olan mülkiyete yamuk bakıyor ve Davud (a.s.), onu haksız buluyor. (24. âyet.) Âyetin devamında Davud (a.s.), sanki haksız bir karar (= hüküm) vermiş gibi tövbe ve rukû’ ediyor.
Niye?!.
Rivâyete göre, ki bu rivâyet, İsrâiliyat kaynaklıdır, Davud (a.s.), Uriya adlı askerinin (= komutanının) hanımına âşıktır; o hanımın kocası (= Uriya) ölmeyince, o gün geçerli şeriata (= hukuka) göre o hanım ile evlenemeyecektir; sırf bunun için onu (= Uriya’yı) savaşa gönderir. Davud (a.s.), bu âyetteki “1 koyunu”, bu meseleyle te’vil eder; çünkü kendisinin 99 (= birden çok) hanımı (= koyunu) vardır.
El-İlâh Olan Merhametli Allah, sevdiği kuluna bu şekildeki bir dolaylı anlatımla (= böyle bir benzetmeyle) ince bir mesaj verir.
Pekiî biz, bu âyet üzerinden bize verilen mesajı anlayabildik mi?!. 99’u 100 mü yapacağız, elimizdeki 1’i de mi vereceğiz, yoksa 100’ü 100 kişiye mi böleceğiz; adâleti nasıl sağlayacağız?!.
Var mı bi fikri olan?!.
Yorumlar
Yorum Gönder