LAHN-İL KAVL
Lahn-il kavl : Sözün söyleniş tarzı, konuşmanın üslubu.
“Eğer isteseydik onları Sana tanıtırdık. Sen de onları sîmâlarından ve konuşma tarzlarından (= üsluplarından = lahn-ül kavl) tanırdın. Allah, yaptıklarınızı bilir.” (47/30.)
Buradaki tanıma arefe, alime değil. Arefe = tanıma, alimeden = bilmeden daha kesin, daha güçlü.
Kim bunlar?!.
Bunlar, şahsen değişenler, fikren hiç değişmeyenler.
Bunları nasıl tanırız?!.
Sîmâlarından ve konuşma tarzlarından. Sîmâ, giyim-kuşamla, markayla ve görünüşle; konuşma tarzı/biçimi ise, tonlama, vurgulama ve dokundurmayla olur. Konuşma tarzı/biçimi, yazma tarzına/biçimine de yansır.
Konuşma ve yazma tarzınıza/biçiminize “dikkat”! ederseniz, her türlü medya kanalları (= platformları = gazeteler, dergiler ve televizyonlar) size açılır.
Bu “dikkat”!, nasıl bir dikkattir?!.
Suya-sabuna dokunmadan söz söyleme, yazı yazma = kir temizlemedir!. = Ortada herhangi bir kirin (olumsuz bir durumun) varlığını bile fark ettirmemedir. = Ortalığı kirletenleri eleştirmeme, eleştirenleri de yermedir!. Konuşmalarınızın ve yazılarınızın üslubunu (= tarzını) buna göre ayarlarsanız, “aranan bir konuşmacı ve yazar” olursunuz. Bunu, klasik tartışma programlarına çağrılan konuşmacılardan öğrenmiştim; bu yıl da iftar ve sahur programları için seçilen konuklar, bu bilgimi teyit etti, ediyor.
Her geçen yıl kalite, eksiye doğru seyrediyor.
Yorumlar
Yorum Gönder