ORMAN
Ormandaki ağaçları saymaya kalksak, sayamayız; değil mi?!. Ormanda “sayısız” ağaç vardır, ama sadece bir tek ağaç, “yasaklıdır. = hézihi şeçera”!. (2/35. 7/19.)
Bu (yasak) ağacın da kökleri, gövdesi ve dalları var. Kökler, şirki; gövde, büyük günahları; dallar da küçük günahları “temsil” eder.
Her şey (= her ağaç) serbest; sadece ağaç yasak!.
İlahî otorite, ormandaki bütün ağaçları serbest bırakıyor; sadece o bir ağacı yasaklıyor.
O ağaç da serbest olamaz mıydı?!.
O da serbest olsaydı, İlahî otoritenin otoritesi nasıl test edilecekti?!.
İnsanoğlu, sayısız helâl ağaç varken, inadına (= illâ) o yasak ağaca yaklaşıyor. Ve bunu yaparak, âdeta İlahî Otoriteye Seni “tanımıyorum”! diyor ve “çırılçıplak” kalıyor. (7/20.) “Utanınca”!, “Ya Rabbi nefsime zulmettim (= rabbenâ zalemnâ enfüsenâ) diyor (7/23.), özür diliyor (= tövbe ediyor); “utanmazsa”!, pişkin pişkin o ağaçtan yemeye devam ediyor.
Koca ormanda bir tek ağaç bizi mahvediyor.
Yorumlar
Yorum Gönder