TEYEMMÜM
Teyemmüm : Suyun olmadığı ve zehirli veya kirli olduğu durumlarda temiz toprakla yapılan temizlik.
Fıkıh kitaplarının ilk bahsi (bâbı) taharettir, dolayısıyla da sudur. Taharetle (suyla), görünürde maddî; niyetle de manevî pislik temizlenir.
Kişi, abdest alırken veya guslederken, bedenindeki pislikler kadar, duygu ve düşüncesindeki pislikleri de temizlemeli.
Su bulunmasa veya bulunan su, kullanılmayacak kadar zehirli ve kirli/pis olsa bile, temizlik şarttır, imdada teyemmüm (= temiz toprak) yetişir.
Pekiî temiz toprak da (= teyemmüm de) su gibi temizler mi?!.
Temizler. Çünkü kasıt/niyet, temizlenmedir.
Teyemmeme (= تيمم), kastetme, temizliğe/temizlenmeye niyet etme demektir. Niyet (= amaç/kasıt) temizlenmekse, ama temizlenmek için su bulunamıyor veya bulunan su kullanılamıyorsa, toprak, kişiyi suyla temizlenmiş gibi pak (= tertemiz) yapar. Teyemmüm yapan kişi, her ibâdetini çok rahat bir şekilde (gönül rahatlığıyla) yapabilir.
...
Teyemmeme (= تيمم) fiili, Kitâb’ta üç yerde geçer : 2/267. 4/43. 5/6. İlki, kendinize verilse, almayacağınız şeyleri başkalarına sadaka olarak vermeye kalkmayın!. = وَلَا تَيَمَّمُوا; ikinci, sarhoşken namaza yaklaşmayın!, şu hâllerde de (seyehatte, tuvalet ve cimâ sonrasında) su bulamamışsanız temiz toprakla (= saîden tayyiben) teyemmüm edin, çünkü sarhoşken kasıt/niyet, net değildir; üçüncü, abdest âyeti, 4/43 ile aynı. Birinci ile ikinci ve üçüncünün bağlantısı, niyet (ve kasıt) açısındandır. Niyet, hem başlangıç (sebep/kasıt) hem sonuç = maksattır. Niyet, içte, kişinin görünmez yerinde/gönlünde = duygu ve düşüncelerindedir.
Niyet = iç = duygu ve düşünceler = gönül temiz olursa, dış “pis kalsa”! da ‘çok önemli değildir’!; su bulununca dış da temizlenir.
Suyumuz var, neredeyse her gün duş alıyoruz, ama niyetimiz = içimiz = duygu ve düşüncelerimiz = gönlümüz “temiz”! değil (istisnâlar kâideyi bozmaz; temizleri tenzih ederim); içimizde binlerce tilki var, kuyrukları birbirine değmiyor; bugün kimi kandırsam da üç kuruş fazla kazansam’ın derdindeyiz.
Bu şekilde ibâdetler ediyor, ibâdetlerin peşinden duâlar yapıyoruz; sonra da niye duâlarımız kabul olmuyor diye “hayıflanıyoruz”!.
İçimizin (= gönlümüzün = duygu ve düşüncelerimizin = niyetimizin) pisliğini su temizlemiyor; ama içimiz (= gönlümüz = duygu ve düşüncelerimiz = niyetimiz) temiz olursa, dışımızın pisliğini toprak temizleyebiliyor.
"İlginç veya garib" değil mi?!.
Yorumlar
Yorum Gönder