SORGU-LAMA

Sorgulama : Sorguya çekme, soru sorma.

Sorgulama neden yapılır?!.

Sorgulama (soru), suçlulara, en azından suç şüphesi olanlar için yapılır (soru bunlara sorulur) değil mi?!.

Bence, yaşarken kendi kendine sorular sormamış = kendi kendini sorguya çekmemiş, yaşam amacını sorgulamamış kişiler, sorguya çekilecek; yaşam amacını bulmuş ve ona göre yaşamış insanlar için sorgu (soru) olmayacak, çünkü onlara “suçlu/şüpheli gözüyle” bakılmayacak. 

'Münker-Nekir (sorgu melekleri) hakkında hiç yazı yazmadın?!.', diye soruyor bir dostum. Bu yazı bu soru üzerine kaleme alındı. Münker-Nekir, kişi ölünce, kişiyi sorguya çekecek olan melekler. Niye iki, tek (bir) bir melek yetmez mi, sorguya ne gerek var, her işimiz (söz ve davranışımız) zaten kayıtlı değil mi, kayıtlarda bir “şüphe” mi var...?!.

Yook. Münker-Nekir’in Kitabî bir dayanağı da yok, ya da ben rastlamadım. Muakkıbât, âkıbet (son), ukbâ ve ıkâb (ceza) da aynı kök (عقب); akabe, yokuş. (99/11-12.) Kitâb, cezâyı ödül anlamında da kullanır. AKB, fiil olarak, izlemek, takip etmek; muakkıbât da iki izleyici, iki takipçi (casus?!); biri, iyilikleri; öbürü, kötülükleri takip ediyor ve yazıyor. Ayrıca 82/10’a da bakın. Bunun dışında Münker-Nekir’i çağrıştıran bir bilgi yok Kitâb'ta, ya da ben rastlamadım. Zümer, 69. âyet de, ‘kitap ortaya konacak, bütün Nebîler ve şahitler çağrılacak, adâletle hüküm verilecek.’, der.

Hâşâ Allah, bu iki (kâtip) meleğine güvenmiyor veya kulunun ne yaptığını bilmiyor mu da yeniden kulunu Münker-Nekir adlı başka iki meleğine sorguya çektiriyor?!.

Böyle bir sorgu “varsa”!, bir anlamda kulun her şeyi yeniden, tekrar yaşaması (olabilir). Varsa diyorum çünkü, Cübbâîler (Mu’tezile âlimleri), “olmayabilir”! diyorlar.

...

Bizler, bu tür (gaybî) konuları, dünyada yaşadığımız konularla mukayese ederek anlamaya çalışıyoruz. Suçlu olarak şüphelendiğimiz kişileri sorguya çekiyoruz; aklanmışlarsa, peşlerini bırakıyor, temize çıkarıyoruz. (= beraat ettin, temizsin, diyoruz.) Kitâb da buna benzer “bişey”! söylüyor : “selâmün aleyküm, tıbtüm!.” (39/73.)

Âhiretteki hesap (= mahkeme), bi tür sorguya çekilme. Münker-Nekir, o mahkemenin savcıları (sorgucuları) olabilir, ama o mahkemenin tek Yargıcı (= Hâkim'i) var, O da Allah.

...

Not : Münker, inkâr eden, münkir, iğrenç, kötü, berbat; Nekr/Nekir, bilinmeyen = nekra olan; zıttı, ma’rife. (= bilinen.) Bizler, bu iki meleği (tüm melekleri), bilinmez (ve görünmez) varlıklar olarak gördüğümüz için, Allah-u A'lem, bunlara böyle bir isim verilmiş olabilir. Bence melekler, Rabbimiz Allah’ın melekeleri, görevli askerleri, güçleri. Bu askerler olmasa bizler, Rabbimiz Allah’ı Bir Kral = Melîk değil de 'her şeyi Kendi yapan' Bir’i olarak algılarız. Meleklere iman bunun için şart.

Ayrıca, Rablerine güvenmeyenler, aklanmak için Rablerinin ‘aleyhinde’!, kendi lehlerinde şâhitler aramaya kalkarlar. Ama heyhâaat!. Rabbimiz Allah, her işini sağlam/kavî yapar, Qaviy’dir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ