ESNEK KADER

PARADİGMA KIRILIMI : İMKÂN, MÜMKÜN VE MEKÂN ARASINDA KADERİN ESNEKLİĞİ

1. Giriş

Kader tartışmalarında iki uç yaklaşım sıkça karşılaşır veya çatışır : Tam belirlenim ile tam serbestlik. Bu iki uç arasında sıkışıp kalan insan, hem özgürlüğünü korumak hem de ilâhî kudretin kapsayıcılığını yitirmemek ister. Bu metin, “esnek kader” kavramını; Whitehead’in süreç felsefesi, klasik kelamın imkân teorisi ve Kur’ân’daki yaratılış-süreklilik dengesi ışığında yeniden yorumlamaktadır.

2. İmkânın Ontolojik Gücü

“İmkân”, hem “mümkün olanı” hem de “mekânı” belirleyen ortak köke sahiptir : ك-و-ن (kâne/kün).  

- “Kün” → yaratıcı emir, varlık sahasına çıkarma.  

- “Kâne” → oluş, ve zamanla genişleyen süreç.  

Bu nedenle imkân, statik bir ihtimal listesi değil; sürekli genişleyen, sürekli yeni ihtimaller üreten ontolojik bir zemin olarak anlaşılmalıdır.

3. Bina-Mimar Analojisi

Evren, baştan tamamen çizilmiş bir proje değildir; fakat tamamen rastgele bir inşa alanı da değildir.  

- Temel mühendislik yasaları (sünnetullah) → verili çerçevedir.  

- Malzeme (insanın donanımı) → başlangıç kapasitesidir.

- İnsan iradesi → inşanın gerçek failidir.

İnsan, verilen malzemeyi kullanarak kendi geleceğini = “gelecekteki konutunu” kendi inşa eder. Bu konut = hayat önceden belirlenmiş değildir; ancak yerçekimi gibi yasalar/ilkeker = sünnetullah onu sınırlar. Bu da kaderin “çerçeve koyucu ama müdahaleci olmayan” niteliğini güçlendirir.

4. Esnek Kader

Esnek kader, iki ilkeyi birleştirir :

1. Başlangıç koşulları verilidir.

2. Sonuç, insanın seçimleriyle belirlenir, belirginleşir.

Allah, insanın seçimlerini ortadan kaldırmaz; fakat seçimlerin içine doğduğu imkân zeminini = ortamı yaratır. Böylece :

- Ne tam kadercilik oluşur. (çünkü sonuç, insan eylemlerine göre değişir).  

- Ne de tam özgürlük. (çünkü insan, mutlak bir boşlukta değil verili bir sahnede hareket eder).

5. Whitehead ile Paralellik

Whitehead’e göre :

- Evren statik değildir; “oluşan olaylar dizisi”dir.  

- Her “şimdi”, bir “tamamlanmışlık” içerir ama bu nihai değildir.  

- Her varlık, bir önceki ânı miras alır; sonra buna kendi katkısını ekler.

Bu yapı, Kur’ân’ın “her an yaratma” (كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ) vurgusuyla uyumludur.

6. Müdahale ve Çerçeve Ayrımı

Allah’ın “müdahalesi” değil, “çerçeve koyması” vardır. Bu, keyfiliği ve kuralsızlığı önler.

Bir senaryonun :

- Mekânı

- Temel yasaları

- İşleyiş ritmi  

önceden belirlenmiştir.

Ama senaryonun gidiş yönü ve değeri, karakterin seçimlerine göre değişir. Bu nedenle insan, yalnızca bir aktör değil; aynı zamanda senaryonun ortak yazarıdır.

7. Paradigma Kırımı

Kırılan paradigma şudur :

“Kader = önceden tüm ayrıntılarıyla yazılmış bir film değildir.”  

Bunun yerine :

“Kader = İmkân alanı; insan ise o alanın içindeki inşa ustasıdır.”

Bu yaklaşım, hem ilâhî iradeyi hem insan iradesini aynı çerçeve içinde tutar.

8. Sonuç

İmkân, mümkün olanı doğurur; mümkün olan, mekânı genişletir; mekân genişledikçe insanın yeni seçimleri ve yeni sonuçlar ortaya çıkar. Böylece kader, donmuş bir yazgı değil; yaratıcı ve akan/hareketli bir süreç hâline gelir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ