LÂ ve İLLÂ
Bu iki kelime (hece) ‘Kelime-i Şehâdet’te geçer. “Lâ ilâhe illâ-l Allah.”
Lâ nedir; lâ demekle, ne demiş oluruz?!.
Lâ demekle : Tüm sahte, haksız, adâletsiz, zâlim ilâhlara ve onların kurduğu düzenlere/dinlere hayır, demiş oluruz.
İllâ demekle : Sadece, gerçek, haklı (= Hakk), Âdil, Merhametli (= Rahmân ve Rahîm) İlâh olan Allah’a = Allah’ın dinine/düzenine evet, demiş oluruz.
Lâ denmeden illâ denmez. Her çağda olduğu gibi, -- özellikle de bu çağda -- tüm sahte, haksız, adâletsiz ve zâlim ilâhlar reddedilmeden, Allah’a evet (= illâ Allah) denmez, denilemez. Hem sahte, haksız, adâletsiz, zâlim ilâhlara evet demek, hem de Allah demek = Allah’a evet demek, bir arada bulunmaz. Bu durum, ‘Lâ ilâhe illâ-l Allah’ın yapısına/ruhuna aykırıdır, terstir.
Bugünün sahte, haksız, adâletsiz ve zâlim ilâhları, bugün niye “Lâ ilâhe illâ-l Allah.” diyenlerden “korkmuyor, çekinmiyorlar.”?!.
Çünkü bugün, “Lâ ilâhe illâ-l Allah.” diyenlerin çoğu ne dediğini bilmiyor; sahte, haksız, adâletsiz ve zâlim ilâhlara da evet diyor. Buna, monoteizm (= Tek Tanrıcılık) değil, henoteizm (= bir çok Tanrının varlığını ve hükümranlığını kabul edip, içlerinden bir tanesini birinci saymak, önemsemek) deniyor.
Tevhîd, İlâh’ı Bir’lemektir.
Şirk, ilâhları Bir’den fazla sayıya çıkarmak = çoğaltmaktır. Çok sayıda ilâh, kendi aralarında da anlaşamaz, çatışırlar. Ve bu çatışma, onlara inananların hayatına da yansır. İnsandaki ve insanlar arasındaki (= toplumdaki ve dünyadaki) huzursuzluğun yegâne sebebi budur.
Yorumlar
Yorum Gönder