SÜBHÂNELLAH
Sübhânellah Üzerine: Tesbih, Tenzih ve Hayatın İçindeki Yüzüş
1. Tesbihin Manası ve Kökeni
“Sübhânellah” bir tesbihtir.
Tesbih, SBH kökünden gelir ve tef‘îl bâbındandır. Bu bâb, genelde beyan, açığa çıkarma, vurgulama ve zaman zaman ettirgenlik ifade eder. Bu nedenle tesbih, Allah’ı her türlü noksanlıktan arındırdığını ilan etme, onu yükseklerde ve yücelerde tuttuğunu gösterme fiilidir.
Kök anlamı “yüzmek, su üzerinde akmak, batmamak”tır. Böylece tesbih, manen şu anlama da gelir :
Bir varlığı suyun yüzünde tutmak, batırmamak, yüceltmek.
Tesbih tef‘îl bâbındandır; bu bâb, mecazen ettirgenlik bildirir :
— Bu, “Allah kendini tesbih edemiyor, bize ettiriyor” anlamına gelmez.
— Aksine “biz O’nu hakkıyla tesbih edemiyoruz” anlamına gelir.
Nitekim Efendimiz’in şu duası bunu açıklar :
“Ya Rabbi! Ben Seni, Senin Kendini övdüğün gibi övemem.” (Ebû Dâvud. Salât, 340. Tirmizi. Da’vat, 123.)
Buradan anlarız ki insanın tesbihi sınırlıdır; insan tesbih ederken, “doğru tesbihi” öğrenmeye çalışan bir kul gibidir.
2. Dil ile Tesbih ve Fiil ile Tesbih
Tesbih dil ile yapılır; bu ibadettir.
Ama tesbihin hayattaki karşılığı fiildir; fiil olmadan tesbih eksik kalır.
Sadece sözle tesbih etmek, “ben yüzmeyi biliyorum” demeye benzer.
Birinin yüzmeyi bilip bilmediği, denize girdiğinde belli olur.
Hayat da böyledir :
Tesbih denizde = hayatın içinde öğrenilir.
Denizin kenarında oturup boncuk çekmek kolaydır; ama yüzmek, yani hayatın içine girerek tesbih çekmek = tesbihi yaşamak zordur.
3. Kimi Yüceltiyorsak Onu Tesbih Ediyoruzdur
Hayatta kimi su üstünde tutuyorsak, kimi batırmıyor ve boğulmaktan koruyorsak, aslında onu tesbih ediyoruz. Bu yüzden insan bazen, çoğu zaman mı demeliyim!, farkında olmadan, bilerek mi demeliyim! :
• makamı tesbih eder,
• parayı tesbih eder,
• duygularını tesbih eder,
• ideolojisini, cemaatini, vb. tesbih eder,
• sevdiği kişiyi tesbih eder.
Biri, bi şeyi aşırı övüyor, büyütüyor, yüceltiyorsa, onu “su yüzünde tutuyordur. Bu, gerçek tesbihin yerini alır; ve insanı boğar.
4. Tenzih ve Teşbih Dengesi
Tesbih = Tenzih demektir.
Tenzih ise Allah’ı her türlü eksikten uzak görmek ve böyle düşünmeye çalışmaktır.
Tenzihin zıddı teşbihtir.
Teşbih, bir şeyi başka bir şeye benzetmektir; Allah hakkında bu mümkün değildir.
Kur’ân’ın açık hükmü açıktır.
“Leyse kemisliHî şey’ün = O’nun benzeri hiçbir şey yoktur.” (42/11.)
Ama insan zihni, O’nu bir şeye benzetmeden düşünmekte zorlanır. Bu yüzden tam benzetme eğilimi doğduğu anda “Sübhânellah” demek gerekir. Bu, içsel putların kırılmasıdır.
Bu süreç bitmez; çünkü O sınırsız bir kaynaktır.
5. Sübhânellah’ın Kalitesi
• Her Sübhânellah bir değildir.
• Bir Sübhânellah, kuru bir tekrar olabilir.
• Bir diğeri, zihindeki bir putu kırabilir.
• Başka biri, insanı boğulurken yeniden su yüzüne çıkarabilir.
• Bir başkası, kalbi sarsabilir.
Hayat, Sübhânellah’ların kalitesini artırma mücadelesidir.
6. Tesbihte Aşırılık ve Boğulma
Sübhânellah diyerek Allah’ı öven biri, Allah’ı övdüğü gibi bir başkasını övemez. Birini haddinden fazla büyütürse bu tesbihi bozar; tıpkı suda batan bir cisim gibi onu da dibe çeker.
Bu noktada tövbe, yeniden nefes almak ve suyun yüzüne çıkmaya çalışmaktır.
7. Günümüz Tesbihi : Kenarda Oturmak veya Çırpınmak
Bugün çoğumuzun tesbihi şu hâllerden birinde yaşanıyor :
Denizin kenarına oturup boncuk çekmek.
Hayatın içine karışmadan, sadece sözle tesbih etmek.
Doğru dürüst yüzme öğrenemeden denizde çırpınmak.
Tesbihi fiile dönüştürememek, hayatın kaygan zeminde sürekli savrulmak.
Hakiki tesbih ise :
Hem denize girmek, hem yüzmeyi öğrenmek, hem de yücelttiğini doğru seçmektir.
....
Not : Bu yazı, hem Whatsapp Durumm’da paylaştığım nota verilen bir cevap, hem de orada söylediğim, ‘50 yaşından sonra Sübhânellah demeyi öğrendim.’ sözümün bir açıklaması.
Yorumlar
Yorum Gönder