ÖZ & TÖZ
Eidos & Ousia. Kabuk & Çekirdek. İç & Dış. Biçim/Şekil & Ekim/Dikim. (Ekilen, biçilir. Ne ekersek, onu biçeriz. Dikilen ağacın meyvesi yenir.) Eidosu, fenomen (= görüngü, görüntü) olarak karşılayanlar da var; bir de sun-eidos kelimesi var. Sun, Güneş, ışık; eidos, fenomen (= görüngü, görüntü). Platon’un mağarasındaki Güneş (= ışık) ve gölgeler; sırtı Güneşe (= ışığa) dönük olanların kendi gölgeleri. Güneşe (= ışığa) sırtımızı değil de yüzümüzü döndürsek, ne görürdük?!. Güneşi (= ışığı) değil mi?!. Çıplak gözle sürekli Güneş’e kim bakabilir, bakabilmiş?!. ... “Allah, göklerin ve yerin Nûr’udur...” Bu Nûr, Güneş’le mukayese dâhi edilemez. O Nûr, bizim bildiğimiz anlamda ne eidostur ne de ousiadır. O, hiçbir şeye benzemez. = “leyse kemisliHî şey’ün...” (42/11.) O’nu kimse “ekmemiş, dikmemiş; kimse de biçmeyecek, hasat etmeyecektir.” Her şeyi ve herkesi O ekmiş, O dikmiş (= O yaratmış); O, hesaba çekecektir.