KONUŞMA

İlk görüşte konuşma ağızda başlar gibi görünür ama esasında ağız, konuşmanın son durağıdır; konuşmanın ‘ilk durağını’ bilen, beri gelsin!.

Aslında konuşan ağız (dudaklar, damak, vs.) değildir. Ağız, sesin çıktığı yerdir. Ses, can olmadan çıkmaz = ölü konuşamaz. Aynı şey, kulak, göz, el, ayak, ... için de geçerlidir.

Pekiî, bütün bu eylemleri “kim” yapmaktadır; biz mi, yoksa bizi Yaratan mı?!.

“Lâ Havle ve lâ Quvvete illâ bi Allah”ı bir de bu gözle “okuyalım”!.

...

Mûsâ (a.s.), Rabbi ile konuştuğunda, konuşan “çalı” idi, ses çalıdan çıkıyor/geliyordu ama “ESAS KONUŞAN”, Mûsâ'nın Rabbi Allah idi.

Allah, konuşmak için yarattığı her şeyi kullanır; her şey O’nun kuludur; kul, kul-lanılır.

Önemli olan, insanın kendisini kimin kullandığını bilmesi, kimin kullandığının farkına varmasıdır.

“Lâ ilâhe illâ-l Allah” diyen bir kul, sadece kendini Allah’ın kul-lanmasına açık eder; diğerlerinin kul-lanmasına kapatır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET