İSTİĞNÂ

Kelimenin kökü, ğına, zenginlik. Zenginlik, her zaman “iyi” değildir, istiğna hâlinde çook kötüdür. = İstiğna, zenginliğin kötü hâli. İstiğna, zenginin kendini kendine yeterli görmesi, benim kimseye ihtiyacım yok, demesidir. 

“emmâ men-istağnâ” (80/5.) “ve emmâ men behıle vesteğnâ” (92/8.) “en reâhu-steğnâ” (96/7.)

Kendi kendine yetme, kimseye muhtaç olmama özelliğine sahip TEK VARLIK, Allah’tır. “vesteğnellah” (64/6.) O, El- Ğâniyy’dir.

...

İnsanın eli üç kuruş görünce, kendini zengin (bişey) zannediyor, ben kimseye muhtaç değilim, diyor, üstelik bunu söylerken peşine bir de çok şükür ekliyor.

...

İnsana bir durr (= zarar, yokluk, fakirlik, sıkıntı) dokunduğunda, bize her dâim yalvarır-yakarır (= duâ eder); ondan o zararı giderdiğimizde sanki bize (daha önce) hiç yalvarmamış gibi davranmaya devam eder. (Bknz. 10/12. 39/8 ve 49.)

39/49’u özellikle vereceğim. “İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır; sonra ona katımızdan bir nimet verdiğimizde, ‘bunu ancak bilgim (emeğim) sayesinde elde ettim’ der. Aksine (ona verilen) o (nimet) bir imtihandır ama çokları bunu bilmezler.”

...

Zenginlik (= ğınâ), istiğnâya dönüşmediği sürece iyidir. İstiğnâya düşen zengine müstağnî denir. Ben buna ‘şımarık, kendini beğenmiş zengin’ diyorum.

Zenginlerin kaçta kaçında istiğnâ (şımarıklık, kendini beğenmişlik) yok, bunu Allah bilir.

Herkes gibi, zengin de (hâlâ) Allah’a muhtaç olduğunu (haddini) bilirse, zenginliğinin de kıymetini bilmiş olur.

Not : Bazı sözlükler müstağnîye olumlu anlam vermişler; gönül tokluğu, tok gözlülük, demişler. Bu şekildeki kullanım, tasavvufun işine yarıyor, bu kullanımı tasavvuf yaygınlaştırıyor. Bu, Kur'ân’ın kavram/dil sistemini (yapısını) bozar ve Kur'ân’ı (= dini) anlamada keyfîliğe (= elastikiyete) yol açar. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET