EY İMAN EDENLER!...

Ey İman edenler!...

Bu sesleniş (hitab), Kitâb’ın bir çok yerinde geçer. Ben, burada Bakara, 153. âyettekine değineceğim.

Önce âyet : “Ey İman edenler!. Sabır ve salât (namaz) ile yardım dilenin (isteyin). Kesinlikle Allah, sabredenlerle beraberdir.”

Dilenin (isteyin) diye çevrilen kelimenin (اسْتَعِينُوا) kökü, avn. Bu kelime Kitâb’ta 11 yerde geçer. Fatihâ’daki “iyyaKe na’budu ve iyyaKe nesteîn”deki de avn’dır (nesteîn); teâvun (تعاون) da yardımlaşma, iş ve güç birliği yapmadır.

Sabır, başa gelen musibetlere karşı dayanma ve direnme.

Salât (namaz), başa gelen/gelecek olan iyilikler (hayr) ve kötülükler (şerr) için Allah’a yönelme.

Kişi, namazla kendini yetiştirmezse, başına gelen iyilikleri kendinden bilir, kötülüklere (musibetlere) de sabredemez, isyan eder.

Namaz, salâttır. Salât’ın kökü de SALÂ ve SALLÂ (صلى). Bu kelime de Kitâb’ta 99 yerde geçer. İsim olarak geçtiği yerler, namaz anlamında; fiil olarak geçtiği yerler, yaslanma, destek alma anlamındadır. 111/3’de = Tebbet’te “seyeslâ nâran = ateşe yaslanacak” (girecek, dayanacak) şeklinde geçer.

Burada, namazla ve sabırla Rabbe (= Allah’a) yaslanmayanlar = O’ndan güç ve destek almayanlar, ötede ateşe yaslanacak = ateşten destek alacaklar.

“İyyaKe na’budu ve İyyaKe nestaîn.” (1/5)

İyyaKe, çoook güçlü tahsis ifâde eder.

Sanırım, ilk iyyaKe’den sonra gelen na’budu’yu, namaz (ibâdet); ikinci iyyaKe’den sonra gelen nestaîn’i de sabır (ve yardım) olarak okuyabiliriz.

Bu âyet (2/153), hem doğrudan Allah’a dayanmayı ve O’ndan yardım dinle(n)meyi, hem de Müslümanlar arasında yardımlaşmayı (= iş ve güç birliği yapmayı) emreder; ne yazık ki âyetin ilk hâli bizde tam olmadığı/uygulanmadığı için Müslümanlar arasındaki yardımlaşma (= iş ve güç birliği yapma) da her geçen gün zayıflıyor!. Şekil: A = Gazze.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET