İYİ-KÖTÜ

İyi-kötü = öyle ya da böyle, yaşayıp-gidiyoruz.

Önceki sözün (veya davranışın) iyi idi; bu sözün (veya davranışın) kötü.

Onun başına b/öyle bişeyin gelmesi, iyi oldu; o, yaptığının karşılığını gördü/buldu.

Üç ayrı iyi ve kötü tanımı. İyi ve kötü, eskiden hüsn-kubuh, hayır ve şerr olarak ifâde edilirdi.

Mutlak anlamda iyiyi-kötüyü, hüsnü ve kubuhu, hayrı ve şerri Allah bilir, ve Allah, iyiye, helâl der, serbest eder; kötüye, haram der, yasak eder. Akıl, iyiyi-kötüyü, hüsnü ve kubuhu, hayrı ve şerri ancak sınırlı anlamda bilebilir. 

İyi-kötü, bir ahlâk terimidir. Ahlâk ile hulk, hilkat, yaratma/yaratılış, aynı köktür. Ahlâk, yaratılışı kemâle erdirmektir. Hüsn-kubuh ve hayır ve şerr ise, din terimidir. Dinin Sahibi, yaratmanın/yaratılışının da Sahibidir.

Ahlâk, dini kemâle erdirmek; din, ahlâkı tamamlamaktır.

Ahlâkın akla bakan kısmı eksiktir; ahlâkı din tamamlar. Bize, bizim aklımıza göre iyi olan bişey, kötü sonuç verebilir, kötü olabilir; kötü olan bişey de iyi sonuç verebilir, iyi olabilir.

Biz, iyiyi-kötüyü tam bilemeyiz, iyiyi-kötüyü tam ve mükemmel olarak Allah bilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET