MÜRÜVVET

Kelimenin kökü mer’/mer’ün (مرء). Anlamı er/kek kişi (= zevc. Bknz. 2/102. Buradaki mer’ harf-i tariflidir). Mer’etün (مرأة) veya imraetün (إمرأة) de kadın (= zevce). Mir’etün (مرأة) de ayna. (Acaba, kadın, erkeğinin aynası mı?!.)

Mer’, Kitâb’ta 38 yerde geçer; çoğu nekradır = harf-i tarifsizdir. Harf-i tarifli yerler : Abese, 34 = “yevme yefirrul mer’ü min ehî/h = O gün kişi, kardeşinden (bile) kaçar.” Nebe 40 = yevme yenzurul mer’ü mâ kaddeme-d yehâhu = O gün kişi, kendi elleri ile hazırladığına (gönderdiğine) bakar. Ve Enfal 24 = inne-lAllah’e yuhûlü beyne-l mer’i ve kalbi/hî = Allah, kişi ile kalbi arasına girer (= hulûl eder).

...

Mürüvvet, mertlik, yiğitlik demek.

Mürüvvetini görmek, erkeğin erkekliğini; kadının kadınlığını görmek demek, bu da evlilikte olur. Evlilik, öyle bir yakınlıktır ki aradaki ayrımı (cinsiyet farkını) kaldırır.

Harf-i tarifsiz mer’lerde kadın-erkek ayrımı zaten yok. Bu yüzden mürüvvet, hem erkek hem kadın (ismi) için geçerli; = erkek de kadın da mert, yiğit ve cesur olabilir, çünkü ikisi de “aynı nefsten = özden” yaratılmışlardır. (4/1. 39/6.); farklılık şeklî ve fonksiyoneldir. 

İslâm, kadını Hristiyanlık gibi şeytan (= kötü) olarak görmez. Efendimiz, ‘Cennet, anaların ayakları altındadır.’ buyurmuştur. Kültürümüze geçen yanlış kadın algısı, Hristiyanlık kaynaklıdır. Âdem’i cennetten kovan/kovulmasına sebep olan, Havvâ değildir, kovulma, ikisinin ortak kararıdır. Âdem olmadan Havvâ, Havvâ olmadan Âdem olmaz ve insan soyu devam etmez; eşler (= ezvâc), birbirlerinde sekînet/sükûnet, huzur bulur. (Bknz. 7/179. 30/21.) Erkeğin veya kadının (= birinin) mertliği = mürüvveti bozulursa = birbirlerini aldatırlarsa, ortada sekînet/sükûnet, huzur diye bişey de kalmaz; eşlerden biri ötekine ayna ise, bozulan, eşinin aynasında bozuk görünür; bozulan, artık bozuk bir ayna olduğu için, bozulmayan eşini de bozuk gösterir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET