CEVAP
Bu cevap, keşke bir soruya olsaydı, ama maalesef, soruya değil, ithama. Bu ithamı bana yapan kişi, “dînî unvanlı” biri, ve bu unvanı ile yıllarca dinin sırtından geçimini sağlamış biri. Özetle bu kişi bana : “(Bilip-bilmeden) dini (= dinin kavramlarını; onun kastettiği kavram salât) keyfine göre yorumluyor, esnetiyorsun; şimdiye kadar o kadar âlim bilmiyor da sen mi biliyorsun?!.” diyor. Önce, bu kişiye cevap vermemeyi düşündüm; sonra, bu kişi gibi başkalarının aklına da bu tip sorular gelebilir diye, cevap verme mecburiyeti hissettim. El-cevap : Hasbelkader ben de o kişi kadar olmasa da! “resmî bir din eğitimi” aldım; ama bu eğitim dağınıktı, düzenden, (sistemli bir) bütünlükten yoksundu. Son on yıldır, bu eğitimi daha düzenli ve sistemli hâle getirmek için tâbiri câizse, Kur’ân’ı didik-didik ediyorum. Salât kavramı dinde, tam olarak bizim bildiğimiz ve kıldığımız namaz karşılığında kullanılmıyor. (Salât, namazı da kapsıyor ama namazdan daha geniş bir içeriğe de sahip...