ÇAĞRI

Çağrı, birini bişeye çağırma, da’vet etme.

Da’veti, da’vası olanlar yapar.

Çağrı filmini biz, Efendimiz Hz. Muhammed (a.s.)’in hayatı olarak izledik ve beğendik. Esasında Mustafa Akkad o filme doğru bir ad koymuştu; o filmde Hz. Muhammed (a.s.), insanları Allah’ın dinine çağırıyordu, Onun hayatı bir çağrı, bir da’vet idi. O, o da’vetten hiçbir zaman avdet etmedi, dönmedi; Onu “büyüten” o da’vetti.

Bugün bizim bir da’vamız = bir da’vetimiz = bir çağrımız olmadığı/kalmadığı için küçüldük; küçük işlerle meşgul olur hâle geldik; para kazandık, paranın tadını aldık, para kazanmak = rahat yaşamak, da’vamız oldu.

İnsan, kendi eserinden üstün olabilir mi, sahip olduğu = ulaşabildiği, elde edebildiği, gücünün yetebildiği şeylere “tapabilir” mi?!. Tarihin hiçbir döneminde bu böyle olmamıştır; tüm tapınmalar olağanüstü güçlere yapılmıştır ama bu çağda işler tersine dönmüş, insan, olağan güçlere (!) tapınır hâle gelmiştir; bu çağa kadar insan bu kadar aşağıya hiç düşmemiştir. İnsanı bu çağda bu hâle getiren “imansız akıldır”; bu akıl, bilim ve teknoloji üreterek cenneti bu dünyaya taşımış, insana âhiretini ve (kutsal) da’vasını unutturmuştur.

Da’va, insanı büyüten bişeydir; bizim da’vamız olmadığı ya da da’vamızı unuttuğumuz veya kaybettiğimiz için büyüyemedik, büyüyemiyoruz.

İnsanı büyüten da’va ve o da’vaya da’vettir. Şeytanın da’vası, ‘aşağı-bayağı olanlara da’vet’ olduğu için, Rabbi onu küçülttü, kovdu, recmetti (racîm); biz de o şeytanın da’vasını da’va edinirsek = ona uyar/tâbii olursak biz de kovuluruz!.

Da’vamız, “î’lâ-i kelimetullah” = Allah’ın Kelimelerini (Sözlerini) yüceltmek, yüksekte tutmak ve insanları O Sözlere (Allah’ın dinine) da’vet etmek = çağırmak olursa, yücelir-yükseliriz.

Da’vasını kaybedenler, dünyaya dört elle sarılıyor, Rabblerini ve âhiretlerini unutuyorlar.

Dün, da’vaya sarılarak güç ve iktidar elde edenler, da’va için malını ve canını verenlere/fedâ edenlere ihanet ediyor, da’valarını “satıyorlar”.

İşin garibi, “Bir elime güneşi, öbür elime de ayı verseler, yine de bu da’vadan vazgeçmem.” diyen Efendimizi de dillerinden düşürmüyorlar.