GAZÂLÎ'NİN MİSYONU

Önceki yazıda (Gazâli’nin Krizi) Gazâlî’yi “yarım” anlattım; O, her şeye rağmen büyük adamdır; hem kendi ile hem de “başkaları” ile kavgalıdır. Önceki yazı (Kriz) kendi kavgasına; bu yazı da “başkaları ile” olan kavgasına hasredildi.

Kim, kimler bu başkaları?

İçerde Bâtınîler (İsmâîlîler, Fâtımîler); dışarda Yunan’dan etkilenen filozoflar = felâsife. Bâtınîler (İsmâîlîler), Metni = Kitâb’ı = Dini biz anlayamayız, Onu anlayan “İmamlardır”, biz imamların yorumuna tâbi olmalıyız diyen Müslüman gruptur. İsmâîlîler, yedinci İmam Mûsâ Kâzım’dan sonra, altıncı imam Cafer-i Sâdık’ın ölmüş oğlu İsmail’i 799/800’de  imam seçmişlerdir. Bunların iyi niyetli = masum olanları dönemin kelâmî ve siyasî karışıklığını da bahane ederek Kur'ân Metnini = Âyetleri/Lafzı biz anlayamayız, imamlar anlar, derler; kötü niyetli olanları da Kur'ân Metnine = Âyetlere/Lafza keyfî ma’nalar = anlamlar verirler.

Doğru tutum, lafızdan ma’naya giden karîneyi bularak yol almak, ma’naya = maksada ulaşmaktır; doğru olan ne salt lafızcılık ne de salt ma’nacılıktır. Bunun düşüncedeki = düşünce dünyasındaki karşılığı zâhirîlik-bâtınîliktir. Gazâlî içerde bunlarla; dışarda da dini sulandıran ve saldıran filozoflarla mücadele etmiş, dışardakiler için “Tehâfüt”ünü, içerdekiler için İhyâ’sını yazmış (daha bir çok kitap yazmış) ama maalesef iki gruba karşı  verdiği mücadelede başarıya ulaşamamıştır; Gazâlî’nin etkisi bu iki grup üzerinde ve “okumuş-yazmış” kişiler nezdinde değil, Ehl-i Sünnet’in “okumamış-yazmamış ya da az okumuş avam kitlesi” üzerindedir. Onun kitapları, özellikle İhyâ’sı hemen hemen her evde vardır. İhyâ-u Ulûm’ud Dîn, ona göre yıkılan, yıkılmasa da sarsılan din ilimlerinin (= dinin) yeniden ihyâsı ve içerdeki “sıradan = sokaktaki Müslümanların” dinini yeniden tahkim etmesi için yazılmış; Tehâfüt ise “mürekkep yalamış = medresedeki Müslümanlara” ve onlara dışardan saldıran filozoflar için yazılmıştır; ‘İlcâm’ı ise çook daha özel insanlar içindir.

Gazâlî’yi tanımak, onun yaşadığı düşünce merhalelerini anlamak ve bu izleri kitaplarından takip edebilmek demektir. Gazâlî, kim ne derse desin, (kutsal) derdi = misyonu olan adamlardandır; bu derdi ona ilmi ve imanı vermiş/yüklemiştir; o da elinden gelen gayreti göstererek içerde ve dışarda vermesi gereken mücadeleyi ‘bihakkın’ vermiştir; başarıp-başarmaması önemli değildir, Rabbi onu niyetine ve gayretine göre değerlendirecektir.

Gazâlî’nin (rahmetullahi aleyh) herkeste olduğu gibi bende de büyük emeği ve etkisi vardır; Rabbim ondan razı olsun; ben de onu geçmişte “gelenekçilikle” ile suçlamıştım, ruhundan özür diliyorum; şimdi her “düşünürü” kendi çağı = içinde bulunduğu şartlarla değerlendirmeye gayret ediyorum.

Gazâlî, misyonu olan büyük adamlardandır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET