6M

Melik. Mâlik. Melek. Melekût. Mülk. Mülkiyet.

“Mâlik-i yevm-id dîn.” (1/Fatiha, 4.)

Bu âyet, “Melik-i yevm-id dîn” şeklinde de okunur.

Mâlik, mutlak mülk sahibi, mülkün mutlak sahibi, mülkünde bulunanları istediği (köle) gibi kullanan; Melik, yönetici, idareci, emri altındakileri “siyasî bir gaye için” sevk ve idare eden. Mâlik, sahip olduklarına iradelerini kullanma izni vermeyebilir; Melik, verir, verebilir.

Mülk, hem maddî servetin hem de manevî servetin adıdır.

İnsanî düzlemde Mâlik, maddî/görünen servete hükmeder, kalplere/gönüllere, duygulara hükmedemez; İlahî düzlemde Malik, hem maddî hem de manevî servete = tüm mülke (bedenlere ve kalplere) hükmeder. İnsanî düzlemde her Mâlik Meliktir ama her Melik Mâlik olamaz; İlâhî düzlemde Mâlik Meliktir, Melik de Mâlik. Bizler, El-Mâlik’in maddî/görünen servetine Mülk; manevî/görünmeyen servetine Melekût deriz; O Mâlik, Mülk âlemindeki hükmünü görünen varlıklarla; Melekût alemindeki  hükmünü de görünmeyen varlıklarla = Melekleri ile icrâ eder.

Tüm âlem (dünya ve âhiret, bizler; din/hesap günü de dahil) O’nun = Allah’ın Mülküdür. O, Mâlik-ül Mülk’tür. Melik-in Nâs’tır. (Rabb-in Nâs. İlâh-in Nâs’tır.) O’nun Melik’liği, Rabb’liğinin bir sonucu/gereği olarak insana lütfettiği irade dolayısıyladır. İnsan, iradesini kullanarak O’nu hem Melik hem Mâlik görebilir, O’na isyan da edebilir!. (İsyanı cezasız kalmaz.) İnsan, Rabbini = O’nu Melik görürse iradeli kuldur; Mâlik görürse iradesiz köledir; O’nu Melik ya da Mâlik görmez de isyan ederse, mülkte hiçbir hakkı olmadığı hâlde kendini melik ya da mâlik = mülkün sahibi görmüş olur.

Melekler, Mülk’te mutlak söz ve hak sahibi olarak O’nu = Allah’ı görürler; insana ise kısmî mülk edinme ve o mülkte tasarruf sahibi olma hakkı verilmiştir ama bu mülk = bu hak, Mâlik-ül Mülk’ün istediği şekilde kullanılma şartına bağlanmıştır, mutlak değildir. İnsan, ben bu mülkü = bu hakkı istediğim gibi kullanırım derse, gâsıb, zâlim ve hâin olur; çünkü âlemlerin Rabbi ve Mülkün Yaratıcısı insan değildir.

Bunu “din/hesap gününde anlayacak”, “o gün” ona sorulacak!. “limen-il mülk-ül yevm = mülk kiminmiş?!” “lillah-il vâhid-il kahhâr = Tek ve Kahhâr olan Allah’ın”/mış diyecek. (40/Mü’min, 16.)

Mülkiyete böyle bakmakta büyük fayda var. Mülkiyete kapitalist bakış da sosyalist bakış da “şaşı” bakıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET