FIRKA-İ NÂCİYE

Fırka-i Nâciye : Kurtulan fırka. Efendimiz : “Ümmetim Benden sonra yetmiş üç (73) fırkaya ayrılacak; bir fırka kurtulacak, yetmiş ikisi cehennemlik olacak.” (Tirmîzî, İman, 18.) buyurmuş. Ashab : Kurtulan fırka (fırka-i nâciye) hangisi Ya Rasûlellah, diye sormuş; cevaplar, “muhtelif”. Benim yolumdan =Sünnetimden şaşmayanlar. Yürüdüğüm yolda/n yürüyenler. Ehl-i Sünnet vel Cemaat.

Her cemaat = fırka = mezhep = tarikat = ekol/okul, kendini kurtulan fırka (fırka-i nâciye); ötekileri de “cehennemlik!” görüyor. 

Okullardaki/ekollerdeki durum, dinî metinleri yorumlamada açığa çıkıyor. Dini yorumlamada temelde iki okul/ekol var : Zâhirîler ve Bâtınîler. Zâhirden bâtına gitmeyen = gidemeyen yorum, köksüz ağaca; bâtından zâhire gelemeyen yorum, görünmeyen ve meyve vermeyen ağaca benzer. Tek başına zâhir, tek başına bâtın isabetsiz ve temelsizdir. Şehâdet âlemi zâhire; gayb âlemi bâtına işarettir. Allah, şehâdeti de gaybı da bilir; O, Evvel’dir, Âhir’dir, Zâhir’dir, Bâtın’dır. 

Bâtınî yorum/cular da Zâhirî yorum/cular da, tek tek tüm cemaat ve tarikatler de, sadece kendilerinin ‘Nuh’un Gemisine’ bindiğini ve kurtulacaklarını söylerler.

Kendi “kurtuluş gemisini” kendi yapmayan ve samimiyet sınavından geçmeyen, Allah-u A'lem, kurtulamayacak!.

Kendimize ve cemaatimize o kadar da çok güvenmeyelim; samimiyetimizi = ihlâsımızı artıralım ve hiç kimseyi (hiçbir grubu) suçlamayalım; sonucu Rabbimize havale edelim; sabredelim de âkıbeti bizzat gözümüzle görelim, derim.

Birbirimizi suçlamanın kime ne faydası var?!.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET