CEVHER ve ÂRAZ

Töz ve ilinek. Asıl ve fürû’. Öz ve biçim.

“... küllü şeyin hélikün illâ Veche... = O’nun ‘Yüzü’ hariç, her şey yok olacaktır.” (28/88.)

Çünkü, O’nun dışındaki herkes ve her şey aslında “yoktur.”!.

Şey, kendi başına var olmayan; varlığı “Bi Başkasına”! muhtaç olan.

Şeylerin özü (= aslı, cevheri, tözü) nedir?!.

Thales’e göre su;  Herakletios’a göre ateş; Anaksimenderos’a göre hava; Ksenophanes’e göre toprak. Anâsır-ı Erbâ = Dört ana unsur : Toprak. Ateş. Su ve Ateş.

Bu dört ana unsuru biz nasıl “biliriz”?!. 

İlinekleri (= nitelikleri = özellikleri) ile.

...

Aristoteles’e göre, 10 kategori vardır : 1. Töz. 2. Nicelik. 3. Nitelik. 4. İlişki. 5. Yer. 6. Zaman. 7. Konum. 8. İyelik. 9. Etkinlik. 10. Edilginlik. Son dokuzu, ilinektir. (İlki, tözdür.)

Töz, ateşse; ateşin ilinekleri : sıcaklık, yakıcılık, ısıtıcılık, vs. Su ise, suyun ilinekleri : akıcılık, temizleyicilik, ferahlık, saflık, vs. Hava ise, havanın ilinekleri : uçuculuk, şeffaflık, hafiflik; Topraksa, toprağın ilinekleri : katılık, yer kaplayıcılık, besleyicilik, vs. Renk, boyut, koku, ses ve tat gibi ilinekler (= nitelikler) de “olmasa”, bize göre biz, tözleri aslâ bilemeyiz, anlayamayız. = Tözler,  ilineklerine (= niteliklerine, özelliklerine) göre bilinir, anlaşılırlar. Biz bu ilinekleri (= nitelikleri), beş duyumuzla (= göz, kulak, el/deri, dil, burun) algılarız; bu algılar, zihnimizde imlere/imgelere veya idelere ve fikirlere/düşüncelere dönüşürler. 

Algılayamayan ve düşünemeyenler için şeyler, “yok” hükmündedirler. Şeyler, bizim algımıza ve düşüncemize göre anlam kazanırlar. Ateş idesi (= algısı ve fikri), ateş gibi (= ateşin kendisi gibi) değildir. Ateşi algılayanla ve bilenle/düşünenle; ateşi kullanan ve ateşe temas eden (= ateşte yanan), ateşi “aynı şekilde” bilemeyebilir. Su, hava, toprakta da durum aynıdır. Susuz, havasız, topraksız, ateşsiz kalmadan; suyun, havanın, toprağın ve ateşin kıymetini bilemiyoruz.

Suyu, havayı, toprağı ve ateşi bize Veren’e gereği gibi şükr/teşekkür (= hamd) etmiyoruz, edemiyoruz. Bizim vücudumuz (= varlığımız) da su, hava, toprak ve ateştir. 

...

Antik ve çağdaş filozoflar,  nitelikler (= ilinekler) olmadan bizim tözü/tözleri (= cevheri/cevherleri) veya arkheyi (= su, ateş, hava ve toprağı) bilemeyeceğimizi söylerler. Niteliksiz saf, salt madde (= töz, özdek) tanımı imkânsızdır.

Tek Tanrı dışında töz tanımı veya kabulü (= tözleri dörtleme), Hıristiyanlığın üçlemesi gibidir; bu, İslâm’ın “Lâ ilâhe illâ-l Allah” ilkesi ile çelişir; bu, tözlere (= su, ateş, hava, toprağa) ayrı ayrı veya bağımsız bir güç verir. Oysa, İslâm’a göre, her töze ve o tözlerin bileşimi olan özlere (= herkese ve her şeye) güç (= can ve varlık) veren, sadece Allah’tır. O, onlara verdiği gücü (= canı), geri alırsa, onlar yok olurlar. = “... küllü şeyin hélikün illâ Veche... = O’nun ‘Yüzü’ hariç, her şey yok olacaktır.” (28/88.)

O, gün gelecek, onlara verdiği gücü (= canı) geri alacak; sadece O’nun Vech’i kalacak. “Sonra” da O, herkesi ve her şeyi yeniden yaratacak ama bu yaratma, akıllı ve iradeli varlıklarda (= bizlerde), bizim buradaki amellerimize göre şekillenecek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK