YAZMAK ve MECBURİYET
İkisi (= yazı ve mecburiyet) bir arada olursa; yâni, kişi, yazmak mecburiyetinde kalırsa, ortaya “düzgün bir yazı” çıkmaz. Bu, her şey için geçerlidir, ibâdet de (= kulluk da) buna dâhildir.
Gönülden (= isteyerek ve severek) yapılan her şey, güzeldir ve iyidir.
Mecburiyet (= cebr), ham adamları olgunlaştırmak içindir; olgun adamlar, cebrden hoşlanmazlar ve onlara herhangi bişey cebredilmez; onlar, dış şartları (= dışarının zorlamasını) okurlar ve yapılması gereken neyse onu kutsal bir göreve, gönüllü bir eyleme dönüştürürler. = Cebir ve İhtiyar/Özgür Seçim.
Cebr-âil, Efendimizin içerisini/gönlünü (dışarıdan zorlayarak!! = mecbûren!!) imar etti, fethetti ve Onu “düzgün işler” yapmaya razı etti.
Yorumlar
Yorum Gönder