VARSAYIM

Var sayılan. Olup-olmadığı henüz belli olmadığı veya bilinmediği hâlde varmış gibi kabul edilen, var olduğu tahmin edilen, var olup-olmadığı deney ve gözlemle test edilen. Hipotez. Kuram. Faraziye. Önerme. Ön-erme, ön-yargı (= ön kabul) gibi bişey.

Varsayım, bilimsel araştırmaların olmazsa olmazıdır. Varsayım ispatlanınca, (bilimsel) bilgiye dönüşür ve bilgideki/bilimdeki ilerleme, yeni hipotezler, kuramlar, faraziyeler, önermeler kurmak ve onları ispatlamakla mümkün olur.

İnanç (= iman) bir önerme, (= bir hipotez, bir kuram veya bir faraziye) midir?!. Öyle ise : “Lâ ilâhe illâ-l Allah. = Allah’tan başka ilâh yoktur.” kesin yargısı, nasıl ispat edilmiştir, ispat edilmiş midir veya ispat edilebilir mi?!.

Bu yargı (= Lâ ilâhe illâ-l Allah), “kişiye özel” bir yargıdır, kişi vicdanında ispat edilemezse (içerde ve dışarda) kaos kaçınılmaz olur.

Dün (= Babil, Sümer  Yunan, vb.), bir sürü (= birçok) Tanrı varsayıldığı için, insanlık, Tanrılar düzeyinde de insanlar düzeyinde de kaostan (= iç ve dış çatışmalardan) yakasını kurtaramamıştı.

Bugün de böyledir.

Bugün de insanlık, TEK TANRI inancında samimî değildir; bir sürü Tanrı varsaymaktadır! ama bu Tanrıların varlığını da bir türlü ispat edememektedir. Yaşanan kaos (= iç ve dış çatışmalar) bunu göstermekte, ispatlamaktadır.

...

“Gökte ve yerde ilâhınız Allah’tır.” (43/84.)

“Eğer, gökte yerde Allah’tan başka ilâhlar bulunsaydı, gök ve yer fesada uğrar, düzen diye bişey kalmazdı...” (21/22.)

...

Belki bugün insanlık, Tanrı’yı TEK kabul ediyor, ama O’nu sadece göğe ve görünmeze hakim bir GÜÇ olarak görüyor; yerde O’na “söz hakkı = hâkimiyet” vermiyor!. = Lâiklik (= Sekülarizm), O’nu vicdanların derinliklerine ve ma’betlere gömüyor!.

Antik Yunan’da Tanrılar hem çoktu (= çok sayıda idi), hem kendi aralarında çatışırlardı hem de insanlardan uzakta (= Olimpos Dağında ve Hadeste/Yer altında) yaşarlardı. Babil Tanrıları da gökte idi.

Modern uygarlığın, insanlığın Tanrısı da, yeryüzünde yaşayan insanların hayatında sanki bir “etkisiz eleman” olarak gökte!.

Eğer, modern insan TEK TANRI’nın varlığına inanıyorsa, = O’nu bir “varsayım olarak” kabul etmiyor veya görmüyorsa, O’nu(n varlığını hayatıyla) ispatlamalıdır.

Bu nasıl olur veya olacak?!.

Sadece O’nun Emrini (= Sözünü) = O’nun Emrini (= Sözünü) dinleyenlerin sözünü dinleyerek. Bu, aynı zamanda modern insanın içinde yaşadığı (iç ve dış) kaosun da sonu demek.

Yeniden : “Lâ ilâhe illâ-l Allah. Muhammed-ür Rasûlüllah.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET