RUBÛBİYET & UBÛDİYET

Rubûbiyet, Rablik; ubûdiyet  abdlik = kulluk.

Kul, teorik akıl yürütmesi (aklî delilleri) ile değil, ubûdiyeti (= kulluğu) ile Rabbinin varlığını ispat eder.

Kelâm (ilmi), ubûdiyeti ihmâl ederek!, sırf teorik akılla Allah’ın Varlığını ontolojik, kozmolojik, teleolojik, vb. deliller ile ispatlama yoluna tevessül edince, Rabbe değil!, felsefeye (= kendine, kendi aklına) yakınlaşmıştır.

Rabbe yakınlaşma (= kurbiyet), sadece ve sadece ubûdiyetle mümkündür.

...

Rab, abdı (= kulu/nu) yaratan ve yaşatandır. 

Rabbe kulluk, 

Önce, Rabbi bilmekle,

Sonra O’na itaat etmekle,

İtaat de O’na güvenmekle olur.

İlki, teslimiyet (= Müslümanlık); ikincisi, imandır. (= Mü’minliktir.)

Hangisi öncedir?!. Müslümanlık mı, Mü’minlik mi; tartışılır; ikisi birbirini tamamlar. İçten (= hâlis) Mü’minlik olmazsa, tam teslimiyet (= Müslümanlık) olmaz. Mü’minlik, içerde; Müslümanlık, dışardadır. 

Hucurat, 14’deki âyet, = “Bedevîlerin inandık demeleri karşısında, siz (henüz) inanmadınız, teslim oldunuz, deyin...”; denilmesi, Müslümanların gücü karşısındaki tutumlarından dolayı. Allah’ın Gücünün farkında olanlar için bu teslimiyet (= Müslüman oluş), farklı bir tutumdur, işi tersine = imanlı/içten teslimiyete çevirir.

...

Arada bir de İhsan mertebesi var. İhsan, Allah’ı görüyormuş gibi yaşamaktır.

...

Tam iman (= tam Mü’minlik) ve tam teslimiyet (= tam Müslümanlık), kişideki fâilliği (= kişideki imanı ve teslimiyeti) “yok”!!! eder, her işi Allah’a tevdî eder.

“Lâ Fâile illâ-l Allah.”

Tevekkül (= Allah’ı Vekîl kılma) ve Allah’ta “yok olma”!!! (= fenâ fillah), budur.

İnsandaki bilme, yapma, tapma vs. bütün fillerin ASIL FÂİLİ insanı yaratan Rabbidir. Rab, bilinirse (= ma’rifetullah), Rabden başka fâil kalmaz; bilinmezse, herkes fâil olur.

Kulluk bilinci, nihayetinde bu bilinci de terktir, Rabbe kayıtsız-şartsız teslimiyet ve güvendir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET