SÖZÜN AMACI
Sözün amacı, söz söyleyenin amacına göre değişir.
• Eğlendiren söz, meddahlık ve şovmenlik yapmak içindir.
• İlmî söz, ilim adamı olmak veya olunduğunu göstermek içindir.
• Dînî söz, din adamı olmak veya olunduğunu göstermek içindir.
• Siyasî söz (= nutuk), iktidar olmak (= nutuk atmak) içindir.
• “Edebî” söz, yazar olmak (= kitap yazmak) içindir. (Buradaki edeb, hayâ anlamında değil, edebiyat = yazın anlamındadır.)
• Eylemle uyumlu veya tutarlı olan söz, yâni ahlâklı söz, sözün doğruluğunu, hem sözü söyleyene hem de muhatabına göstermek içindir. (Buradaki göstermenin de gösterişle uzaktan-yakından bir ilgisi/alâkası yoktur. Bu söz, samimî bir fiildir/kavildir, hâl dilidir; onun kaynağı teorik akıl veya ağız(dan çıkan kuru bir lâf) değil, pratik akıl (= eylem) veya tüm damarları (= organları) besleyen kalptir.)
• İlâhî Söz, yönlendiren, yol gösteren (= hidâyet veren) Söz’dür.
Sözün etkisi, söyleniş ve algılanış amacına göre değişir. Her alandaki samimiyet, o alanlarda söylenen sözlerin gücünü artırır. İyi siyasetçi, etkili söz söyler. İyi meddah/şovmen, iyi espri, nükte yapar. İyi yazar (veya şair), etkili cümleler (veya şiirler) kurar (yazar). İyi vaaz, “ağlar”! (= sözüne duygu katar), cemaati camiye koşturur ve coşturur. Bu cümlelerdeki iyiler, ahlâkî iyiler değil, mesleki iyiler; hani genel ahlâktan/fıtrattan kopuk/bağımsız meslek/iş etiği/ahlâkı var ya onlardan.
Ahlâklı (= tutarlı) söz, söyleyeni (kendine) gösteren sözdür.
Ahlâkı bölmek (= çoğaltmak), Tanrı’yı bölmek (= çoğaltmak) gibidir. Birbiriyle tutarsız çook sayıdaki Tanrı = Birbiriyle tutarsız çook sayıdaki ahlâk.
Ahlâktaki tutarsızlık, sözlerde ve eylemlerde (= davranışlarda) tutarsızlık olarak görünür. Ahlâk, söz ve davranışın (= iman/kalbin ve amelin/bedenin) uyumudur. (Ahlâk ve kalp) Kriz(i), bu uyumun olmamasından = bozulmasından (stresten) kaynaklanır.
Yorumlar
Yorum Gönder