HESAP

Hesap, maddî-manevî kayıp-kazancı net bir şekilde görmek için yapılır. Maddî kayıp-kazanç için temel aritmetik bilgisi (= toplama-çıkarma, çarpma-bölme) yeterlidir, ama manevî kayıp-kazanç için aritmetik pek bir işe yaramaz.

İnsan, ne için, ne kazanmak için çalışır veya yaşar?!.

Madden : Ev, araba almak, yemek-içmek, barınmak; kısaca temel yaşamsal ihtiyaçları karşılamak için. Buna din, zarûriyyat diyor. Bu ihtiyaçlar karşılanmadan diğer ihtiyaçlara sıra gelmez ama ‘bu ihtiyaçlarda lükse kaçmak ya da benim başka şeylere ihtiyacım yok’ demek, hayatı ve ölümü anlamamak demektir. Bir de hâciyyât var. Hâciyyât, zarûriyyâtın kolay ve düzenli şekilde sağlanabilmesi için gerekli olan sosyal (yasal, kurumsal) düzenlemelerdir. Son olarak tahsîniyyât denen bir kategori daha var; burada da ahlâk ve estetik devreye girer. Bu üç ihtiyaç kategorisi, (genelde) buradaki yaşamı aşmaz, aşamaz; gayeyi (= maksadı = makâsıdı) bura/sı ile sınırlı tutar.

İyi bir evde oturmak, iyi bir arabaya binmek, iyi yemekler yemek, iyi giyinmek, vb. hayatın esas/asıl gayesi olabilir mi?!. Geçici ve tek dünyalı yaşayanlar için evet, ama esas/asıl, ebedî dünyayı hesaba katanlar için, hayır.

Öte dünyadaki yaşamı, burada, bu dünyadaki yapıp-etmelerimiz ile bizler kendimiz belirlediğimiz için, hesap yaparken bu durumu göz önünde bulundurmalı, ona göre çalışmalı, ona göre hesap yapmalıyız.

Bu nasıl olacak, olmalı?!.

Kalıcı “eserler” bırakarak olacak. 50-100 yılda yıkılan ve çürüyen (= yok olan) eserlere çook fazla itibar edilmemeli.

Pekiî kalıcı “eserler” neler?!.

İnsan. İnsan, kültür üreten ve bu kültürü nesillere aktaran canlı. İnsan/lık = gelecek nesiller için faydalı bilgi üretmek ve yaymak. İyi ahlâk sahibi olarak örnek olmak; bu örnekliği gelecek nesillere hâl dili ile aktarmak. Kesinlikle en güzel miras bunlar.

Bunu yapamayanların maddî imkânları yerinde ise kamunun faydalanması için somut eserler (yol, su/çeşme, konak, aşevi, vb.) yapması veya yaptırması.

Kişisel olarak, kimsenin kalbinin, onurunun kırılmaması. Dedi-kodu yapılmaması. Kimsenin malının çalınmaması. Elden geldiğince kimseye en küçük bir haksızlık dahi yapılmaması. Kamu malı kullanılırken azamî dikkat/özen gösterilmesi. Kul hakkıyla ölünmemesi...

İki dünyalı yaşayanlar, en az bu dünya ihtiyaçları kadar, öte dünya ihtiyaçlarını da düşünmeli. = İyilikler yapmalı. Hesap yapılırken, bu husus aslâ göz ardı edilmemeli. Âhiret inancı ve hesap bilinci sözde ve teoride (= zihinde) bırakılmamalı, eyleme/fiiliyata taşınmalı.

Buradaki hesap hataları bir şekilde telafî ediliyor, edilir ama ötede telafî imkânsız. Öteyi düşünerek hesap yaparsak, yaptığımız hesap hatalarını Rahmân, Rahîm ve Kerîm Olan Rabbimiz, inşallah düzeltir veya görmezden gelir. Bu “bilinç” yoksa, işimiz gerçekten çook zor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET