ZİKİR EHLİNE SORUN!.

Bu ibâre/ifâde, 16/43 = Nahl Sûresi 43. âyette, “... bilmiyorsanız, zikir ehline sorun!.” şeklinde geçer.

Kim/ler/dir bu zikir ehli?!.

Genel kanı sûfîleri, tarikat/tasavvuf ehlini işaret eder ama bu zikir ehli, sadece lafzı tekrar edenler (= tesbih çekenler) değildir. Bu zikri, sadece sözlü/sözde/teorik olarak değil, aynı zamanda fiilî/fiilen de (pratik olarak da) yapanların, ahlâkı güzel olur; onların bilgisi sağlam/kavî olur; onlar, ilim (= söylem) ile ameli (= eylemi) ilişkilendirirler; onların ameli, ilmini; ilmi de amelini güçlendirir.

Zikir, Esma-ül-Hüsna ile olur. Esma-ül-Hüsna, En Güzel İsimler demektir. İsim, varlığın adı; sıfat, o varlığı = ismi niteleyen özellik; fiil, o varlığın = ismin eylemi, yaptığı faaliyetler/işler. Esma-ül-Hüsna, hem en güzel İsimleri, hem en güzel Sıfatları, hem de en güzel Fiilleri içine alır.

Zikir ehline, “tüm isimler öğretilmiştir. = “ve alleme âdem-el esmâe küllehâ...” (2/31.), onlar da o isimleri unutmamışlardır veya unutmamak için azâmî zihnî/ilmî ve amelî (= teorik ve pratik) gayreti gösterirler; bizler ise, bize zamanında öğretilen tüm o isimleri unuttuk.

Tüm isimlerin en mükemmelleri, Allah’ın İsimleridir. = Esma-ül-Hüsna’dır.

Zikir ehli, yaratılmış varlıkların isimlerinden Allah’ın İsimlerine = Esma-ül-Hüsna’ya değil, Allah’ın İsimlerinden = Esma-ül-Hüsna’dan yaratılmış varlıkların isimlerine giderler (= tümdengelim yaparlar); ilim ehli, tümevarımla iş yapar, iş görür, parçadan bütüne gider.

“Hiç (bütünü) bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?!.” (Bknz. 39/9.) Bilmeyenler, bilinmeyenleri bilenlere sorarlar.

Zikir ehlini bulun!.

“Zikir ehline sorun!.” (16/43.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET