ÖNERİ

Tavsiye. Öneri (tavsiye), ortada bir sorun (mesele) varsa, sunulur yahut verilir.

Ortada bir sorun varsa, o sorunun kaynaklarına bakılır ve o kaynaklar, işe yaramazsa imhâ; işe yararsa ihyâ edilir.

İlâhî dinler, insanlığın (sosyal, siyasal, ekonomik ve psikolojik vb.) sorunlarına çözüm önerileri sunarlarken iki yolu da (yöntemi de) kullanmışlardır.

Bir toplum, öyle ya da böyle yaşamaya devam ediyorsa, “hepten kötü”! değildir. Bir toplum, “hepten kötü ise” ve “yıkılıp yeniden inşâ” edilecekse, yine eldeki “malzemelerle” inşa edilecektir; “gökten yeni malzeme” inmeyecektir.

Efendimize M. 610’da “ilâhî çözüm önerisi” indiğinde, yaşayan bazı uygulamalar (gelenekler) ihyâ; bazıları imhâ edilmiş; bunlar yapıldıktan sonra da elde kalanlar ikmâl edilmiş = tamamlanmıştır. “Bugün size dininizi tamamladım = kemâle erdirdim = elyevme ekmeltü leküm dînüküm” budur.

Bugün de aynı şeyi yapmalıyız. Bu da üç temel esasa dayanmalıdır. 

1) Tevhîd (= Tek İlâh = Allah inancı).

2) Nübüvvet (= İlâh’ın = Allah’ın insanlara Elçi ile seslenmesi ve çözüm önerileri sunması).

3) Meâd (= Âhiret = Hesap. Bu önerilere uyanların mükâfatlandırılması, uymayanların da cezalandırılması)

Dinin diğer tüm çözüm önerileri bu üç temel esas üzerinde yükselir.

İlâh (Otorite) Bir’lenmeden (hakkıyla Lâ ilâhe illâ Allah denmeden ve bu temel ilke içe sindirilmeden) ve O İlâh’ın çözüm önerilerinin olduğu Kitâb’ın, O Kitâb’ın fiilî uygulayıcısı Elçinin teorik ve pratik mesajlarının “ana-fikri” anlaşılmadan, bu dünyada yaşanan (sosyal, siyasal, ekonomik ve psikolojik vb.) sorunların hiçbirisi çözülemez.

Çözülmesi gerekiyor mu?!.

Çözülse, iyi olur; çözül(e)mezse de “sorun yok”!. Çözmek için uğraşmak fiilî kulluk ve barış (silm, islâm); bu çözümü “göz ardı” etmek ise zulüm ve isyandır. Silm (barış) için uğraşanlara Meâd’da mükâfat; isyan ederek zulmedenlere de cezâ vardır.

Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacaktır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET