AKIL ve KARGA

Ne alâka! demeyin; akılla karga arasında yakın bir ilişki var. Mâide Sûresi 31. âyet, Kâbil’in aklını karganın aklı ile ilişkilendirir. 

Kâbil’in aklı yüzeysel akıl, karga aklı; Hâbil’inki ise derin akıl = lüb’dür. 

Karga aklını duygular perdeler. Tilki, kargaya sesin çok güzel diyerek (= onu överek, ondaki gururu okşayarak) ağzındaki peynire sahip olmuş, karganın gururu aklını perdelemişti...

Kâbil, hırsı yüzünden kardeşi Hâbil’i öldürmüş, cesedini ne yapacağını bilememiş; kargadan akıl almıştı. (Bknz. 5/27-31.)

Hâbil’in aklı derin akıl = lübdür. Kitâb bu akıllara Ül-ül Elbâb der. Bu akıllar, duygularının emrine değil, Rablerinin (vicdanlarının!) emrine girerler; olanların, olacak olanların önünü-arkasını hesap ederler; uzun vadeli (âhiretin varlığını düşünerek) hesap yaparlar = hesaplarını uzun vadeye göre ayarlarlar.

Nobel ödüllü iktisatçı Daniel Kahneman, buna ‘hızlı ve yavaş düşünme’ der.

Duygular,  kişiye genelde ânlık koruma sağlarlar. Bir köpek havlaması sesi, kişide korkuya ve korunmaya sebep olur; vb. Akıl ise köpeği evcilleştirir ve köpekten nasıl korunacağına dair mekanizmalar geliştirir; vs...

Lüb,

Uzun vadede bir tehlike olduğunu ( = Cehennem); aynı zamanda da “çook yüksek güvenlikli” bir yerin (= Cennet) bulunduğunu hesap eder. Lüb, tehlikeden ebedî uzak kalmak; kendini ebedî güvende hissetmek için yapılması gerekenleri düşünür ve yapar.

Filozofların bir çoğunun aklı lüb seviyesine ulaşamaz. Lüb, (Âlemlerin Rabbine) inanan = güvenen akıldır. Bu aklın “kategorileri” (Kant’ta olduğu gibi kendinde değil) fıtratta ve Kitâb’tadır.

Fıtrata (vicdana) ve Kitâb’a dokunmayan aklın, neredeyse karga ve tilki aklından pekbi farkı yoktur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET