FARK
“ve’atesımû bihablillahi cemîan, velâ teferraqû... = Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın, ayrılığa düşmeyin...” (3/103.)
Ayrılık diye çevirdiğimiz kelime, fark (= teferraqû). İp de habl; hablin damar anlamı da var.
Fark nedir?!.
Bişeyi bişeyden ayıran niteliksel ve niceliksel özellikler = sıfatlar. Bunlar, fiziksel mesafe, renk, boy, miktar/fiyat, bilgi, statü vb. olabilir.
Pekiî ipte ve ipe sarılmada fark olur mu?
Olur. Kimi ipe güçlü sarılır = ipi tam kavrar; kimi de ucundan (kulağından) tutar.
İp, Allah’ın indirdiği Kitâb’tır. Kitâb’a sarsılırsak (kucaklarsak değil!), ayrılığa düşmeyiz.
İpin, Allah’ın İpi olduğunu nasıl bilebiliriz?
İşte bu çoook zor bir soru.
Hiçbir Müslüman Kitâb’a sarılmaktan geri durmuyor, öyleyse Müslümanlar niye farklı farklı düşünüyor ve ayrılığa düşüyor?!.
Niye her Müslüman Kitâb’ı farklı anlıyor?!.
Bu soruyu şöyle de sorabilirim. Herkes aynı Kitâb’a (aynı Allah’a, aynı Peygambere) inanıyor, aynı kıbleye dönüyor ama niye “kavga”! ediyor.
En temelde, Allah “anlayışları”! farklı da ondan. Anlayışları dedim, inanışları demedim. Herkes aynı Allah’a inanıyor ama Allah deyince, aynı Allah’ı anlamıyor. X’in Allah’ı (= Allah anlayışı) ile Y’nin Allah’ı (= Allah anlayışı) farklı olabiliyor. Bu, buradan bakınca normal görünüyor. İki kişiye, iki şey arasındaki fark sorulsa, farklı şeyler söylerler; “iyi gören” ayrıntıyı fark eder.
Allah (El-İlâh), diğer ilâhlardan Kendini fark ettirmek için apaçık Kitâb indirmiş ve dininin (İslâm’ın, Kitâb’ının) merkezine de Kendini koymuş. Bunun mottosu da “Lâ ilâhe illâ Allah.” Allah’ı diğer sıradan (aslında ilâh olmayan) ilâhlardan ayıramazsak ve onlara O’nun özelliklerini atfedersek, farklılık = ayrılık ilelebet sürer, hiç sona ermez.
Allah Kitâb’ta Kendini bize nasıl “tanıtıyorsa”, O’nu öyle tanımalıyız.
(Allah (الله) : Özel İsim. Zât İsmi. O’nun Elif’ini silsek (لله), lillah kalır; bu da Allah (için) demektir. Elif ile ilk lâmı silsek (له), O’nun demektir. Elif ve iki lâmı silsek (ه), yine O (ه) kalır.)
Ama ben bundan değil, O’nun başka “Özelliklerinden = Sıfatlarından” bahsedeceğim. O’nun Sıfatları aynı zamanda İsimleri. 99 İsmi var (aslında sonsuz); En güzel isimler O’nun; bir de Ef’âli = Fiilleri var.
Eûzu Billahi min-eş şeytân-ir racîm. Bismillahirrahmanirrahim. Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın Adı ile (başlarım).
Pekiî nasıl bir Allah’a sığınırım?!.
Âlemlerin Rabbi Olan. Rahmân ve Rahîm Olan. Bilen. Gören. İşiten. Yaratan. Yaşatan. Dirilten. Öldüren. Nimet Veren... (99 - ~.)
...
O’ndan başka bu özelliklere ben de sahibim diyen tüm ilâhlara hayır = lâ!; demeden, bu ilâhları reddetmeden, Allah bulunamaz, bilinemez, anlaşılamaz.
Mevcut ilâhlar reddedile reddedile Allah’a doğru, doğru bir yolculuk yapılır. Bu yolculuk, sonsuz bir yolculuktur. Herbir ilâhın reddedilişi, kişiyi O’na biraz daha yaklaştırır, yakınlaştırır.
Bir Müslüman, beni (herkesi, her şeyi) yaratan ve yaşayan Allah’tır, derken; aynı zamanda beni besleyip doyuran falan kişidir de der/diyebilir; o falanı besleyip doyuranın da Allah olduğunu bile bile!... Bir Müslüman, Allah’a isyan eden birine, beni doyurup besliyor diye itaat ederse (ki o, onu ilâh edinmiştir); etmeyen bir Müslümanla aynı Allah’a inanmış olabilir mi?!.
Her vakit (beş vakit), Allah’ın Huzurunda saygı ile eğilen ve hesap (tekmil) veren biri ile, putların önünde onlara saygılarını sunan biri aynı Allah’a inanıyor olabilir mi?!.
Malını Allah’ın ver dediği yere veren biri ile, keyfine göre harcayan biri aynı Allah’a inanmış olabilir mi?!.
Allah için canını veren (şehîd olan) biri ile, (affedersiniz) bok yoluna giden = pisi pisine ölen biri aynı Allah’a inanmış olabilir mi?!.
...
Demek ki fark, yaşanan hayatlarda; o hayatları planlayan anlayışlarda.
Allah’a samimiyetle inananın, kulluk edenin hayatı ile O’na kıyısından-köşesinden inananın, kulluk edenin (“men ye’abudullahe alâ harf...”, 22/11) hayatı aynı olur mu, tabiî ki olmaz; onlar aynı Allah’a inanmaz, inanamazlar!.
Fark (tefrika, ayrılık) nereden kaynaklanıyor, gördünüz mü; farkı, fark ettiniz mi?!.
Yorumlar
Yorum Gönder