DELİL

Delîl : İşaret. İz. İpucu. Alâmet. Kanıt.

Ne için, neye?

Suça ya da suçsuzluğa.

Delâlet, o şeyin, o kişinin öyle olduğuna ya da olmadığına; o kelimenin, o ya da bu anlama gelip-gelmediğine dair işaretlere, kanıtlara denir; delâlet bahsi mantığın ve fıkhın (aklın) temel konusudur; kıyas/lar ve hüküm/ler buradan türer.

Hüküm, sorunlar/meseleler hakkında bir sonuca varma, sorunları/problemleri çözme; bu çözümü (hükmü), delillere (kıyaslara) dayandırarak akılla yapma; bunu yaparken de önceden verilmiş hükümlere ve tabiata/doğaya bakma (Vahiy, örf, gelenek tecrübe vb.) şeklindedir.

Tarihteki ve tabiattaki delillerin çokluğu, akla hüküm vermede yardımcı olurken, aynı zamanda aklın yanlış (= eksik ve hatalı) karar vermesine de yol açabilir!. Çünkü, eksik delil, hatalı karara yol açar; akıl tüm delilleri toplayamayabilir.

Bizim farkında olmadığımız ‘bişey’!, bizim kararımızı etkileyebilir.

Bişey, her şeyi; her şey, bişeyi etkileyebilir.

Ama, belirleyici olan, bizim irademiz/tercihimiz, kararımızdır. Biz, “kendimize göre bir tercihte”!!! bulunur, ‘bu budur’ deriz ya da ‘bu budur’ diyenlere uyarız, tâbî oluruz.

...

Bu konu çook su götürür; beni buraya getiren, benim için yapılan bir kıyas.

Neredeyse 30-40 yıldır cigara içiyorum. Geçenlerde üzerimde ciddî emeği olan hocam ve onun emekli müftü bir arkadaşı ile Gölcük'te yediğimiz yemek sonrasında ben : ‘ister fakir ol, ister fukara; yemekten sonra yak bir cigara’ deyince, müftü şaşırdı... bana : ‘bu mereti doktor bırak dese bırakırsın, Allah bırak diyor bırakmıyorsun!.’ dedi.

Bu kıyas üzerinde çok düşündüm. 1) Doktor henüz bana cigarayı bırak demedi; kıyastaki şart gerçekleşmedi!. 2) Allah’ın bırak dediği de “kesin”!! değil; hoca onu (cigarayı) habâis olarak niteledi ve A’raf 157 kapsamına dahil etti. Efendimiz habâisi içki ile birlikte anar ve ‘içki bütün kötülüklerin anasıdır.’ der. (İctenib-ul hamra feinnehâ ümmül habâis.)

Kıyasta tam benzerlik, %100 aynılık olmaz, olamaz; olsa, kıyasa konu olan iki şey birbirlerinin aynı/sı olurlar. İçki (hamr), cigara gibi değildir ama habistir. Habisler arasında derecelendirme yapılmalı; en çok habis olanına haram, en az habis olanına mekruh denilmeli.

Hüküm vermede kıl, kırk kere yarılmalı!.

Bunu kendime pay çıkarmak, cigara içmeye devam etmek için söylemiyorum; iki gündür cigara içmiyorum, inşâllah da içmeyeceğim.

Belki bu kıyas, benim cigarayı bırakmama sebep olacak ama içimde (aklımda, kalbimde) hâlâ bu kıyasın doğruluğu hakkında şüpheler var. Bazı akıllar kestirmeden, bazı akıllar da dolanarak = dolambaçlı yollardan geçerek hüküm verir, bazıları da delillerin çokluğu karşısında hüküm vermekte zorlanır.

Ben müftü olmadığım için bu konuda kesin hüküm veremiyorum ama bu illeti (cigarayı) inşâllah bırakıyorum, bırakacağım.

Bu vesile ile de müftü hocama teşekkürler ediyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET