KINA/N/MA

Kına/n/manın Arapçası levm. Tasavvufta nefsin mertebelerinden biri de nefs-i levvâmedir (= kendini kınayan nefs). Yine tasavvufta melâmilik diye bir akım, yol (tarikat) vardır.

Kınama ve kınanma, hem bir oto-kontrol hem de kişinin kendi kendini ‘test’ mekanizmasıdır. 

Levm kelimesi Kitâb’ta 14 yerde geçer. Kınama = Levm,

Kişinin kendi kendini kınaması; bu kınama, aynı zamanda kişinin kendini “sorgulamasıdır.” (Bknz. 75/2.)

Kişiyi toplumun veya şeytanının kınaması.

Kişi, bir suç veya kabahat işlerse, kendini vicdanen kınar. (Bknz. 17/29. 37/142. 51/40. 68/30.)

Toplum bozuk olur ve kişi, o toplumun değerlerine aykırı davranırsa, kınanır. (Bknz. 5/54. 23/6. 51/54. 70/30.)

Kişi, bir gruba (cemaate, tarikata, siyasî partiye vb.) ait olur ve o grubun düşündüğü gibi düşünmez, yaptığı şeyin başkasını yaparsa, o grup tarafından kınanır ve dışlanır. (Bknz. 13/32.)

Kişiye şeytanı bazı vaadler eder ama vaadinde durmaz; sonunda ‘beni kınamayın; ben size sadece vaad ettim, siz de bana kandınız, beni kınamayın’, der. (Bknz. 14/22.)

...

Melâmilik, Mâide, 54’den “güç” alır. Melâmiler, kendilerinin doğru yolda olduklarını düşünürler ve “kınayanın kınamasından korkmazlar”!. Böyle bakarsak, melâmilik “özgürlüktür”, Rabbin kınaması hariç onları hiçbir kınama yollarından çeviremez.

Bir nefis, ben Rabbin kınamasını da “ciddîye almam” derse, o nefsin kendisi ya “tanrı”! olur ya da serserî..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET