İNSAN FELSEFESİ

Felsefe, insan (insanın aslı) nedir; tabiat (tabiatın aslı) nedir gibi en temel, en kök soruları sorar ama bu sorulara cevap verir mi, verebilir mi?

Hayır. Toprak, der; su, der; hava, der; ateş, der; ... demagoji, spekülasyon yapar ama hiçbir zaman kesin bir cevaba ulaşamaz.

İnsan nedir, derken de aynı şeyi yapar. 

İnsan felsefesi, insana dair kesin bir cevaba ulaşamaz, ulaşamamıştır.

Kitâb, insanı ‘tanımlarken!’, “Biz insanı ‘karışık/katışık bir sudan’ (erkek ve kadın üreme hücresinden = menîden) yarattık; o suya (insana) görme ve işitme kabiliyeti verdik.” der. (76/2.)

Daha geride insan, topraktır; o toprağa “üflenen ilâhî nefhadır.”!.

Görme ve işitme, akletmedir; akletme, seçme, seçim yapmadır.

3. âyet, “Biz ona yolu gösterdik; o ister şükredici olur, ister nankör.” der.

Bu, özgürlüktür.

Özgürlük, sorumluluk gerektirir. Sorumluluk içermeyen özgürlük, keyfîliktir, başıbozukluktur. Böyle bir durum, hayvanlarda bile görülmez. Hayvanlarda da ‘belli ölçüde bir sorumluluk’ vardır.

‘Ben kimseye karşı sorumlu değilim’ diyenler, hayvanlardan bile aşağıdadır. = “... bel hüm edall...” (1/179.)

“... onların kalpleri vardır, onunla kavrayamazlar (anlayamazlar); gözleri vardır, onunla göremezler; kulakları vardır, onunla işitemezler...” (1/179.)

Kim olduğunu ve ne olduğunu (= kendini) bilen, Rabbini bilir; kendini (sadece) Rabbine karşı sorumlu hisseder ve (sadece) O’na kulluk eder.

İnsan buna denir.

Rabbini unutan, Rabbi “varken”!, ben şu oldum, bu oldum (zengin, âmir, âlim vb.) diyene insan, hele de Müslüman hiç denmez.

İnsan, Rabbe kul olunca cevher; kâmil bir kul olunca da mücevher olur.

Elçiler, nâdir mücevherlerdir.

İnsan, sadece insan kalırsa, aslına döner, toprak olur. Bazıları (kâfirler), toprak olmayı isteyecek ama toprak bile olamayacak. “... yâ leytenî küntü türâbâ”! (78/40.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET