AKLA NE KADAR GÜVENEBİLİRİZ?!.

Bu soruyu bilime ne kadar güvenebiliriz, diye de sorabiliriz. 

Akıl (bilim), deneye (deneyime), gözleme ve tekrara dayanır; pekiî, deneyim ve tekrar, ilelebet aynı sonucu verir mi?!.

Meselâ, dün yaşadım (60 yıldır yaşıyorum), bugün de yaşıyorum, yarın da yaşayacak mıyım?!.

Yarın da güneş doğacak mı?!. “Doğacak” diyenle; “doğmayacak” diyen, “bugün = şu ân”! eşit. Kim haklı = kim doğru söylüyor, o, yarın belli olacak; bunu “şimdi” test edemeyiz. 

Sen kafayı mı yedin!. Güneş, milyarlarca yıldır doğuyor-batıyor; diyebilirsiniz. Haklısınız ama “bir gün”! artık “doğmayacak” diyene de “aptal” diyemezsiniz!.

Benim kalbim şimdiye kadar 3.000.000.000’dan (üç milyar) fazla attı. (Nabız dakikada 80 ilâ 100 arası atarsa : 100×60×24×365×60) ama yarın atmayacak, öleceğim; ölenleri görüyorum.

Dünya, milyonlarca senedir “aynı” ama yarın “aynı” olmayacak... bir gün kıyâmet kopacak!.

Akıl, bunu “bilirse” (= hissederse), insana ne kadar güven verir?!.

Bunu ancak “selîm akıl” bilir (= hisseder).

“Yarın güneş doğacak”, diyenle; “doğmayacak”, diyen; “bugün”! eşit ama yarın “eşit” olmayacak. “Doğacak” diyen, bugün aklına ve deneyimine güvenirken; “doğmayacak” diyen de, âlemlerin Rabbine (âlemlerin sonunu da bilen Rabbe) güveniyor.

Akıl, insana “geçici bir güven” verirken; iman, bu güveni “yarına” da taşır/taşıyor. 

İsteyen inanır (= güvenir), isteyen inanmaz; zor yok, zorlama yok.

Hz. Ali’ye böyle bir mevzû (= kıyamet = hesap, var mı, yok mu; diye) sorulmuş. Tabiî ki de “var” demiş; ama soran inanmamış. O (Hz. Ali) da : “Ben, “var gibi”! yaşıyorum, “yoksa”!, ne kaybederim; sen de, “yok gibi” yaşıyorsun, eğer “varsa”!, ne kazanırsın?!” diye cevap vermiş.

Ukalâ (= çok bilmiş) akıl, insanı “uzun vâdede” yanıltabilir.

Aman dikkat!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET