HESAP

Ekonomik anlamı ile, kâr-zarar, gelir-gider.

...

Küçük adamlar, küçük hesaplar yaparlar; büyük adamlar da büyük hesap; ekonomi, hesapsız yürümez.

...

Siyasal anlamı ile hesap, kısaca “oy hesabıdır.”!. Bu, seçilenler için, alınacak oyun; seçenler için de verilecek oyun hesabıdır. Seçen, seçtiği kişi için “bu adam/lar işimi daha kolay görür” hesabını yapar; seçilen, idarî güç (=erk) elde etmenin... acı (= yıkıcı felâketler) bile bu hesaba dahil olabilir.

...

Dinî anlamıyla hesap, “Hesap Günü” içindir. Bu hesap için yapılan işlerde dünyevî (= ekonomik ve siyasî) bir hesap gözetilmemesi istenir; burada “hesapsızlık” en iyi hesaptır; buna, Allah Rızası = Rızâ-i Bârî denir.

...

Bu dünyada hesap yapanların eline sadece “rakam” geçer; rakamın azı-çoğu birdir. Matematikte rakamlar (= sayılar), çook çeşitlidir: Doğal, tam, reel, rasyonel, irreasyonel vs. Hesapsızlığı, rakamlar ölçemez; onu hiçbir rakam ifâde edemez; onun “bedeli/karşılığı” insanın içindedir, insandadır, insanladır. (= İnsanın Rabbindedir.)!!.

...

İnsan, ne zaman hesap yap(a)maz?!.

"Sessiz ve çaresiz" kaldığında.

...

Tâziye evinde insanlar neden sessiz olur, kimse konuş(a)maz ve hep Kur'ân okunur? diye düşünmüşümdür. Sanki!, ‘benim konuşacak bişeyim yok; Tanrı konuşsun’ denir!.

Tanrı konuşunca, herkes susar, susmalıdır. 

Tanrı konuşunca insanlar susmuyorsa = insanlar Tanrı’nın Sözünü dinlemiyorsa, Tanrı, insanları ölümle (= çeşitli felâketlerle) susturur.

...

Bu felâkette bilim adamları konuşuyor, din adamları susuyor.

Neden?

Çünkü bilimin dini olmaz. = Bilim adamları “Tanrı adına” konuşmaz. “Tanrı adına” konuşan, din adamlarıdır ama onlar da Tanrı’yı konuşturmuyorlar!. Çünkü onlar, ya Tanrı’nın bu depremde ne dediğini bilmiyorlar ya da Tanrı’dan ve insanlardan korkuyorlar!.

İşin içinde bir hesap yoksa!, bu felâkette insanların ve din adamlarının susmasını ben böyle okuyorum.

Siz?!...