NE VAR, NE YOK?

Bu soru, genelde hal-hatır sormak içindir. Cevap da, ‘iyiyim, eh işte, şükür; senden ne haber?’, şeklinde gelir ama benim bu soruyu sormam, ontolojik; ontoloji varlıkla, var olanlarla ilgilenir. 

Ne vardır?

1) Bilimsel açıdan gözlem ve deneye konu olanlar. 

2) Psikolojik açıdan duyulur, duyumsanır olanlar.

3) Felsefî açıdan akledilir olanlar. 

4) Dinî açıdan inanılır olanlar.

Ben, bu yazıya 4. şıkkın kapsamına giren Tanrı’yı konu edindim.

Tanrı, var mıdır, yok mudur?!.

İnanan (= teist) açısından vardır. 

İnanmayan (= ateist) açısından yoktur. 

Deist açısından da varlığı ile yokluğu belli değildir. Varsa bile!, bişey yapmamakta, biişe yaramamaktadır; başlangıçta varmış, her şeyi yaratmış ama şimdi ‘ne var, ne de yok’ gibi bişey!...

Teiste göre var; yaratıyor, yaşatıyor...

Ateiste göre yok; olsa, hayat böyle “düzensiz” olmaz/dı...

Düzensizlik, insanî (= toplumsal, ekonomik ve siyasal) dünyada ve kısmî, kâinatta değil.

Tanrı, insana özgür irade ve akıl vermiş; insan, irade ve aklını Tanrı’nın isteğine göre kullanmadığı için düzensizlik oluşmakta...

İnsanda akıl ve irade olmasaydı, insan da taş-toprak, börtü-böcek gibi olur ve düzen bozulmazdı.

Düzeni bozan, insandır.

Tanrı’nın varlığı, insanın varlığının da garantisidir. 

Tanrı’nın yokluğunu düzensizliğe (= yaşanan zulümlere) bağlayanlar, insan olma/k, aklını ve iradesini doğru kullanmak yerine, ot, çöp, fok gibi olmayı yeğleyenlerdir. (Fok kelimesinin f harfini başka türlü yazmak istedim ama klavyem (= terbiyem) müsaade etmedi.)

Deistlerde de benzer durum vardır. Ateistler de deistler de insanî sorumluluktan kaçmak için ‘Tanrı yok ya da yokmuş gibi’! diyorlar; aldanıyorlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET