NÖRO-TEOLOJİ

Nöro-Teoloji, nöroloji (sinirbilim) ile teolojinin (Tanrıbilimin) ilişkisini ifâde eden bir kavram/terimdir.

Nöroloji, beyin ve sinir sistemini; teoloji, Tanrı ve Tanrı-insan ilişkilerini konu alır. Nöro-Teoloji ise Tanrı’nın “içerdeki” (= beyindeki) “varlığını”! konu alır. İlâhî İrade ile insanın iradesinin beyindeki hâlini/durumunu anlamak, izah etmek için gayret eder.

Bu bilim (nöroloji), materyalizmin bahçesinde yetişmiş; sonra da kuantumun etkisiyle kendine başka “zemin”! arayışına girmiş bir bilimdir.

Ağırlıklı olarak beynin ve bedenin diğer bölgelerindeki (ikinci beyin olarak algılanan bağırsaklardaki = mikrobiyotadaki) nöronların (sinir hücrelerinin) sinaptik yapısı, bunun insan özgürlüğüne, dolayısıyla da sorumluluğuna katkısı/etkisi, Nöro-Teoloji’nin ilgi alanına giriyor, bu konu son 50 yılın en popüler konusudur. 

Bu konuda ilk deney 1983’de Benjamin Libet tarafından yapılmış; daha sonra bu deney geliştirilmiştir. Deneyin ana-fikri, insanın bir eylemi yapması (= o eyleme karar vermesi), beyinde “bilinçli ve bilinçsiz”! biçook süreçle gerçekleşir. Bilinçsiz süreç, alt-yapıyı ve şartları oluşturur; bilinçli süreç ise karar ânını; eylemi yapma ya da yapmama (= veto etme) kararını; karar, ‘bilinçsiz sürecin’ (bilinç-altının!) çook kısa bir ânında oluşuyor, saniyenin beşte birinde = 200 milisaniyede.  Kelâmda bu süreye azmetme (= azm-i müsemmen) ve cüzi irade deniyor ve bu, çoook kısa bir sürede (200 ms.’de) gerçekleşiyor. 

Bir kararın (aslında eylemin) bizce bilinmeyen oluşum süreci, -- buna psikolojide bilinç-altı deniyor (Freud) --; ve o karardaki (= o eylemdeki) bizim yapıp-yapmama tercihimiz, bizim kimliğimizi (= kişiliğimizi, tavrımızı) belirliyor. Nöro-Teoloji, bu duruma (hâle; hâl ile şey ayrı; şey, olan bişey için, hâl henüz olmakta olan, olmamış bişey için kullanılıyor), genel gidişâtı kabul etme veya veto etme diyor. Eş’ari’nin, ‘insan fiillerini (de) Tanrı yaratır.’, demesi, sanırım bu çook kısa ânı görememesi ile açıklanabilir. (mi?!).

Düşünülmeye, üzerinde çok ciddî bir şekilde durulmaya değmez mi?.

Bence değer. Bu, belki de beden-ruh, materyalizm-idealizm gibi ikilemleri (dikotomileri) halledebilir!.

Not : Bu konunun daha iyi anlaşılması için son beş yazımın (Epigenetik'den sonrakilerin) okunması faydalı olur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET