KORKMA!

Korkma!. Birileri korkmuş olacak ki, korkuyor ki “korkma!” deniyor. Bana ilk kez annem, köyde bir kertenkele gördüğümde “korkma”! demişti.  Korkma, doğal ve insanî bir duygu. Burada, korkuyu korkutup yok etmek, defetmek ve öldürmek çoook zor. 

Korktuklarımız başımıza gelmesin diye tedbirler alıyoruz ama korkuyu bir türlü kendimizden (ruhumuzdan), çevremizden uzak tutamıyoruz.

Ya korktuğumuz başımıza gelirse?!...

Korkunun başımıza gelip-gelmeyeceğini bilemediğimizden, bilemeyeceğimizden, yapmamız gerekenleri, o korku daha gelmeden tedbirler alarak hafifletiyoruz. (Deprem örneği!.)

Bir de o korkunun (!) bizim başımıza kesinlikle gelmeyeceğine inanmak var!. Bu, hem çook tehlikeli hem de çook güvenli bişey olmalı!.

Burada korkuyu öldüremeyiz, yok edemeyiz, hep korku ile yaşamak zorundayız ama korkudan emin olmak için de ne yapmamız, ne tedbirler almamız gerekiyorsa onları da almalı, yapmalı; korkuyu paniğe, nevroza ve anksiyeteye dönüştürmemeliyiz.

Bir sürü korku çeşidi/türü var:

Fakirleşme korkusu 

Makamı kaybetme korkusu

Hastalanma korkusu

Sevdiği bir yakınını kaybetme korkusu

Ölüm korkusu...

Aslında tüm korkular, ölüm korkusunda birleşiyor. 

Şehitler, ölüm korkusunu yeniyorlar ve “mutlak güvenliğe eriyorlar.”!.

Kişi, ölene kadar biçook şeyden korkuyor. Şehitler, ölmeden korkuyu yendikleri için (artık) ölümden sonra onlara korku (da hüzün de) musallat olmuyor!.

Şehîd kimdir?

Allah için canını veren = Allah için yaşayan. İlkine şehîd; ikincisine şâhid deniyor. Şehâdet, hem Kelime-i Tevhîd (Şehâdet) hem de şehîdlik. Eşhedü demek, (bence!) O cümleyi sadece sözle/sözde söylemek değil, ben şehîdliğe ve şâhidliğe adayım, demektir. 

Bizler, Allah için canımızı değil, malımızı bile vermeye korkuyoruz; bu yüzden de hep korkmaya devam edeceğiz.

Allah için “her şeyini verenler”, ölünce korkmayacak!. = “ve lâ hayfun aleyhim ve lâ hüm yahzenûn.” (7/49) Bu va’d, evliyalar, Allah yolunda mallarıyla, canları ile mücadele edenler, Allah’tan gelen hidâyet üzere yaşayanlar için Kitâb’ın muhtelif yerlerinde tekrarlanır. (Bknz. 2/38, 62, 112, 262, 274, 277; 3/170; 5/69; 6/48; 7/35, 49; 10/62; 43/68 vd.)

...

En iyisi biz, “korkma”!, diyenlere fazla aldırış etmeyelim de korkmaya devam edelim; korkmazsak, kaybederiz, kazanamayız; belki korka korka korkmamayı (= şehîd olmayı = korkuyu yenmeyi) öğreniriz. Şehîd olmayı = korkuyu yenmeyi öğrenemezsek, başımıza sürekli/hep korku, korktuğumuz şeyler gelmeye devam edecek; sürekli korkuyla/korkularla imtihan edileceğiz; ya bu korkuyu yenecek, bu sınavı verecek ya da sürekli korkmaya devam edeceğiz.

Ben, Rabbim haricinde, kimsenin (annem dahil) “korkma”! demesine aldırış etmiyor, korkuyorum; sadece Rabbime güveniyorum, O’nun Sözünü dinlemeye gayret ediyor, Rabbimden korkumu yenmek için imdat dileniyorum.

Sizi bilmem. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET