KİTÂB

Bildiğimiz anlamda kitap, kâğıda yazılmış ve ciltlenmiş metindir; Kur'ân’a da böyle bakıyoruz. 

Ama Kur'ân, aslında ve orijinalinde ‘Sözlü Bir Metin’dir, bir kâğıda ya da kâğıtlara yazılı ve ciltli olarak inmemiş, indirilmemiştir. 

O, daha sonra yazılmış ve toplanmıştır. 

‘Sözlü Metin’ de Arapçadır (12/2. 13/37. 20/113. 39/28. 41/3. 42/7. 43/3. 46/12.)

Sözlü Metin olur mu, bunu nasıl anlamalıyız?!. Önce, Metin’e/Metne verdiğimiz anlama bakmalıyız. Edebiyatta metin, teksttir, yazılmış yazıdır; söz ise söylev, nutuk, hitabettir. Yazı, kâğıda (kemiğe, mermere vs.) kazınır = yazılır; söz ise, (aslında ve normalde) akla ve kalbe yazılır; ama, söylenen sözlerin bizde bir etkisi olmadığı, bir kulağımızdan girip öbüründen çıktığı (kafamız otobana döndüğü) için, sözlerdeki  (kitaplardaki = metinlerdeki) anlamlar bizde sağlam = metîn durmuyor ve kalıcı olmuyor...

Çünkü,

Söz/ü söyleyen ve yazı/yı yazanları önemsemiyoruz.

...

Başlangıçta ‘Sözlü Bir Metin’ olan Mesaj (Kitab), O Söz’ün muhataplarınca (başta Efendimiz, sonra Ashabı) önemsendi ve O Söz onlarda çook ciddî izler bıraktı, O Söz onların yüreklerine yazıldı.... sonra Onlar Bu Söz’ü gelecek nesillere aktarmak için kağıtlara yazdılar, Mushaf (Kitâb) hâline getirdiler.

Yazılı Metin, yoruma muhtaçtır; hele de, O/onun yazılışından sonra belli bir süre geçmiş ve dil değişmişse!...

Sözlü Metin ise, ân’a söylenir, ân’da söylenir, günceldir...

Bizler, sanırım, “kendi ruhumuzda” elimizdeki Yazılı Metni (= Mushaf’ı), Sözlü Metin hâline getirdiğimizde (Kur'ân’ın bize de önemli ve değerli Söz'ler söylediğini, O Söz’lerin bizde de iz bırakması gereken hayatî Söz’ler olduğunu anladığımızda), Kur'ân’ı (= Kitâb’ı) anlamış olacağız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET