MANZARA

Manzaranın iki anlamı var : Gözün gördüğü görüntü. ve Hâl, durum vaziyet. Bu kısa not, bu iki anlamı birleştirmeye gayret edecek. Manzaranın kökü, nazar (bakış); nazariye (teorya, teori) de aynı kökten türer.

Görüntü, bakış açısıyla alâkalı. Yataydan ve dikeyden bakınca ve açıyı genişlettikçe, gördüğümüz görüntü/manzara değişir...

Ormanın içinde/ki bir ağaca bakmakla, ormana bakmak aynı değildir. At gözlüğü ile (tek bir yönden ve dar açıdan) bir manzaraya bakmakla, 360° = her yönden bakmak aynı değildir...

Kıbleye yönelme, yatay açıyla herkesin aynı yere, aynı yöne bakmasıdır; Kâbe’yi merkeze alınca (= Kâbe’den bakınca) bu açıların toplamı 360°'dir; ama bu açılar da yataydır. Açıyı (bakış açısını) dikey kılmak için, “yükselmek!” gerekir. Aşağıdan yukarıya dikey bakış, açıyı genişletir; yukardan aşağıya dikey bakış, aşağıdakileri “küçültür”!. (Bu bakışı kibirle karıştırmayalım!.) Yükselmek de ma’neviyatla mümkündür; ilim, iman ve salih amel, kişiyi ma’nen yükseltir ve kişideki kibri kırar. İlimsiz ve imansız maddiyat, dünyaya çakılı kalış (ehlede ilel arz, 7/176) ve aldanış demekken; ilimle desteklenen iman (= salih amel ve ma’neviyat), aklen/fikren ve ruhen ötelere dalış ve yükseliş demektir. 

İnsan, ara ara da olsa bu dalışları (yükselişleri) yapmalı, “yukardan”! (semâdan) dünyaya bakmalı. (Bu harika deneyimi ilk uçak yolculuğumda fark ettim; daha sonraki uçak yolculuklarımda, dünya gözümde küçüldü...) 

Bizler, din dahil, genelde her şeye (şeylere) yatay bakarız, dikey bakışı ıskalarız; aslında din bize daha çok dikey ve bütüncül bakışı önerir; parçalarda kaybolmayın ama parçaları da ihmal etmeyin; parçaları bütünleştirin, onları birbirine bağlayın, “büyük resmi görün” ve olabildiğince manzaranızı büyütün” der. Akıl zaten bu işe yarar. Akıl, önce, şeyler/eşyalar arasında bağ kurarak insana yatay bakış imkânı verir; sonra da bu bakışı dikeye çevirerek insanı yükseltir, yüceltir. Dikey bakış, yatay bakışla uyumlu olursa, akıl iman eder ve kalp devreye girer...

Her şeye olduğu gibi dine de parçalı ve yatay bakıyoruz; bütüncül ve dikey bakamıyoruz. Hâl böyle olunca da “dinin parçalarını”! din sanıyoruz.

Manzara-i umûmiyemiz bence bundan ibaret!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET