KABZA/KABDA

Kabza ya da kabda : Avuç içi demek.

“Onlar (kim? Biz!), Allah’ı hakkıyla takdir edemediler. Yer (ve içindeki her şey, herkes), tamamen O’nun avucunun içindedir (= kabdatuHû); kıyamet gününde gökler de “sağ eliyle” dürülmüştür. O, onların şirk koştukları her şeyden yücedir, (onların bildikleri gibi değil) O, SÜBHÂN’dır.” (39/67.)

Hayat, bizim istediğimiz gibi akmıyor; hayatta her şeyi kontrol edemiyoruz.

Biz istiyoruz ki hep mutlu olalım; başımıza hiçbir sıkıntı, hiçbir dert gelmesin (istiyoruz).

Hayat, tamamen bizim avucumuzun içinde (elimizde) değil ki!. Bu hayatın Sahibi O.

Hayat, avucunun içinde Olan, bizim başımıza sıkıntı ve dert de musallat eder; bazen sıkar, daraltır; bazen de genişlik ve rahatlık verir. O, El-Kâbıd ve El-Bâsıt’tır. O, bize hep rahatlık (genişlik) verseydi, rahatlığın (genişliğin) kıymetini bilemezdik.

O, bize rahatlık (genişlik) verdiğinde şımarmamalı; darlık ve sıkıntı verdiğinde, moralimiz bozulmamalı, isyan etmemeliyiz.

Başımıza gelen her şey, O’nun izni iledir. 

“mâ esâbe min musibetin illâ bi iznillah... = O’nun izni olmadan hiçbir musibet, bize isâbet etmez...” (64/11.)

Bu, aynı zamanda patolojik (psikolojik) problemlerle başa çıkmanın tek (= yegâne) çıkar yolu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET