GAYB/KAYIB

Kayıp : Gâib. Gayb.

Vardı, kayboldu. (= gâib oldu). Göz önünden yok oldu. Görünmez (= işe yaramaz!) oldu.

Bişey bir zamanlar var da şimdi yoksa, kaybdır. 

Kaybolana ne olur, nereye gider?!.

Cebimdeki 100 TL’yi kaybettim. 

Geçen yıl, en yakın arkadaşımı kaybettim.

Kaybolan para, ölen arkadaş, ... nerededir, nereye gider?!.

‘Var olan bişey yok; yok olan bişey de var edilemez.’ Lavoisier.

Kaybolan, “bize göre” yok olur.

Gâib olanlar, “bize göre” gaybdır = kayıptır.

...

Bazılarına göre En Büyük Gayb, Allah’tır; bazılarına göre de Allah, En Büyük Şehâdet’tir. 

Bazıları, Allah’ı çoğu zaman kaybeder, ara-ara, ara-sıra bulur (= hatırlar)!. Özellikle “zor ve sıkıntılı” zamanlarında. 

Bazıları (= çook az insan) da, Allah’ı hiiiç bir zaman kaybetmez, devamlı hatırlar = anar = zikreder. 

Cem Karaca gibi bazıları da, başlangıçta hayatı anlamsız bulur ama yine de anlamlı bişeyler arar, sonunda da Allah’ı bulur ve O’na Yâr der. “Allah var, Allah yar.”

Var olan veya varken kaybedilen, bizim için değerli ise, tekrar (tekrar) aranır-bulunur; değersizse, ‘amaaan sen de’, kaybolduysa kayboldu denir. “Amaaan sen de’ denilenin, varlığı ile yokluğu birdir.

“Allah vardır, Allah’tan başka bir ilâh da yoktur.” (= Lâ ilâhe illâ-l Allah) dediğimizde, O’nun (= Allah’ın) Varlığı bizde nasıl bir karşılığa dönüşüyor ve bizim hayatımızdaki etkisi ne oluyor?!.

Esas, asıl soru bu.

O, ha varmış ha yokmuş gibi mi; yoksa, her eylemimizde/işimizde etkili mi?!.

...

Tehlikeli bir noktaya varacağım diye korkmaya başladım; en iyisi ben bu yazıyı Zumer Sûresi 8. âyet ile sonlandırayım.

“İnsana bir sıkıntı (durr/zarar) dokunduğu zaman bütün gönlünü Rabbine (O’na) vererek dua eder ve O’ndan yardım ister. Sonra O, ona (= o insana) Kendi tarafından bir nimet lütfettiği, bolluk verdiği, onun sıkıntısını giderdiğinde de, o önceden O’na dua ettiğini, yalvardığını unutur ve insanları O’nun yolundan sapıtmak/saptırmak için O’na (= Allah’a) ortaklar koşmaya başlar. De ki ona (ve onun gibilere) : Küfrünüzle biraz oyalanın, zevklenin!, çünkü siz, ateş ehlindensiniz, ashâbındansınız. (cehennemliklerdensiniz).”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET