HÛ = O = هو

Herkes uykudayken, gecenin sessizliğinde, dışarıda çıt ses yokken, bize en yakın O. Böyle bir hâlde nefesimizin sesini dinleyelim!. O nefesi alırken de verirken de “Hû” diyoruz; O, bize bizden (= herkesten, her şeyden) yakın!.

Dışarıda o kadar ses (= gürültü, bizi meşgul eden o kadar şey) var ki, onların sesinden O’nun sesini dinleyemiyor, O’nu duyamıyoruz.

...

Çook şey kazandığımızı zannediyoruz; aslında kazanırken kaybediyor ve O’ndan uzaklaşıyoruz.

Bize göre önemli bir sınav kazanıyoruz; (belli bir süre sonra) o sınav bize kaybettiriyor.

Çook para, önemli bir makam (= mevkî) kazanıyoruz; o para da o mevkî de (= makam da) bize (uzun vadede) kaybettiriyor...

Üst üste onlarca seçim (zafer) kazanıyoruz ama aslında kaybediyoruz. 

Neden?!.

O’nu unuttuğumuz için.

O’nu unutmazsak, her şeyi kazanırız; unutursak, her şeyi kaybederiz. O’dur, bizim her kazancımıza değer ve anlam katan. 

O’nun dışındakilere “lâ” diyebilirsek, O bize her şeyin kadr-ü kıymetini (= değerini) anlamını öğretir.

“Lâ ilâhe illâ-l Allah.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET