EMR

Emr : Yapılması istenen kesin buyruk. Komut. Yetki. Yapılması isten(il)en iş, görev.

“... Elâ leHü-l Halqu ve Emr...” = Dikkat edin!. Yaratma da Emir de O’nundur. (7/54)

“..  Ve kâne Emr-ullahi mefûlâ.” = Ve Allah’ın Emri mutlaka yerine gelecektir. (getirilecektir.)!. (4/47.)

İlâhî Emir’de de bir hiyerarşi varsa!, bu hiyerarşi, emredilenlerin yapısına = istidadına göre şekillenir ve bu Emirler :

Tabiî Emir. 

Nefsî Emir.

Aklî Emir ve

İlâhî Emir şeklinde sıralanabilir. 

Tabiî Emir, madenler ve bitkiler âlemine; Nefsî Emir, hayvanlar âlemine; Aklî Emir, insanlar âlemine; İlâhî Emir, ‘seçkin insanlar’! âlemine verilir. Tabiî ve nefsî emirde akıl ve irade yoktur, yeme-içme = yaşama (= hayatta kalma içgüdüsü) vardır. Aklî emir, hem tabiî emri içine alır hem de onu aşar. İlâhî emir ise, insanı “melekût âlemine” taşır.

İnsanların çoğu, kendilerini tabiî ve nefsî emre; bir kısmı aklî emre, çook azı da ilâhî emre muhatap kabul ederler.

“... bel ekserühüm lâ yü’minun.” “... ve ekserühümül fâsıgûn.” “... ve ekserühüm lâ ya’gılûn.” “... ekserühüm yechelûn.” “Onların çoğu, şirk koşmadan Allah’a inanmazlar.”

وَمَا يُؤْمِنُ أَكْثَرُهُمْ بِاللّهِ إِلاَّ وَهُم مُّشْرِكُونَ

(12/106)

gibi ifadeler sizce neye ve kime karşılık gelir?!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET