BEDEN, NEFİS ve RUH

Üçü, hem ayrı hem bir. Beden, somut, maddî, buraya ait; nefis, soyut, gayr-i maddî, hem buraya hem öteye ait; ruh ise, hakkında çook az bilgi sahibi olduğumuz “yetimiz”!.

Nefsin ‘içinde’ akıl ve irade de var; nefis (= akıl ve irade), bedene (= buraya) ait işler için de ruha (= öteye) ait işler için de çalışır, çalıştırılır. Nefis, bedenden ayrılınca da (= ölüm gerçekleşince de) varlığını sürdürür; nefis ölmez; ölen bedendir. Nefis, aklı ve iradeyi sırf buraya ait işlerde çalıştırmışsa, ötede “azap” çekecektir.!.

Allah-u A’lem, ötedeki “zevkler ve acılar”, buradaki nefsin kazanımlarına göre belirlenecek ve büyük oranda aklî ve ruhî olacak. Burada, aklını ruhî (= manevî) dünya için kullananların ötedeki bedenleri, buradaki bedenlerine göre daha şeffaf ve latîf; buradaki akıllarını buradaki bedenleri (= maddî dünya hayatları) için kullananların ötedeki bedenleri de buradaki bedenlerine göre çook daha katı ve çook daha somut ve çook daha sert, çook daha kesîf olacak.

Her nefis ölümsüzdür ama her nefis ölümü tadacaktır. Tadım, bazı nefisler için “acı”, bazı nefisler için de “tatlı” olacaktır. Acıyı tadacak nefisler, sadece bura için çalışanlar; tatlıyı tadacak nefisler, her iki dünya için çalışan nefisler olacaktır.

Acının ve tatlının bin bir türü (= çeşidi) vardır, olacaktır. Bu durumların ötedeki “somut karşılıkları”!, cennet ve cehennemdir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET