SU

50 yıl, her gün elimi-yüzümü yıkadım, içtim, binlerce kez yıkandım, yüzdüm ama bir gün üzerinde durmadım = düşünmedim, bu su ne?!. Bugün yüzümü yıkarken fark ettim ve düşünme gereğini hissettim.

Musluğu açınca akan su, nereden ve nasıl geliyor, ne işime, neye yarıyor?!.

Kitâb, “ve cealnâ min-el mâi külle şeyin hayy. = Biz canlı olan her şeyi sudan yarattık.” buyuruyor. (21/Enbiyâ, 30.)

Susuz hayat yok. İnsan vücudunun %60'ı su. Su, tüm hücrelerin, beynin ve komple bedenin sağlığı (= düzenli çalışması) için olmazsa olmaz. İnsan, üç hafta aç kalabilir ama bir hafta susuz kalamaz, ölür. Tüm canlılarda da benzer durum var.

Su nasıl oluşur? Yağmurla. Yağmur, hava sıcaklığı ve soğukluğunun (= yoğunlaşmanın) atmosferdeki (= bulutlardaki) oluşumu ile ilgili. Bulutlar milyarlarca ton suyu taşırlar, o suyu nereye bırakacaklarını da “bilirler.”!. Birden bıraksalar, yağmurun yağdığı yer helâk olur. Yumuşacık, tane tane, incitmeden, güle, yaprağa, toprağa zarar vermeden, tüm canlılara hayat verirler. “Kızarlarsa!”, aşırı su bırakırlar ve sel felâketine neden olurlar; “küserlerse!”, dolu (su taşı) olarak yağarlar; “üşürlerse” de kar şekline dönerler...

Yağan yağmur ve kar, yer altında birikir; kaynak ve kuyu suları buradan temin edilir. Yüzeyde de bu su, barajlarda biriktirilir ve isale hatları ile şehirlere; borularla da evlerimize taşınır.

Sizce, dünya ölçeğinde kaç km su borusu döşelidir?!.

Bu (rakam), bize enteresan, ama suyun oluşumu ve hayatiyeti sıradan gelir!.

“De ki : Bir düşünseniz ya!, suyunuz yer altına çekilse (‘mâüküm gavran’),  o suyu size kim getirebilir?!.” (67/Mülk, 30.)

Bir yıl (ya da iki yıl) hiç yağmur yağmasa!...

Kitâb’ın indiği çöl ortamında yaşamıyoruz; suyumuz bol, üstelik evlerimizin içinde ve zahmetsiz. Suyun ve hiçbir nimetin kıymetini bilmiyor, şükretmiyoruz.

“Suyu küstürmeyelim, kızdırmayalım!.”; su “kızarsa”, yağmaz; yağarsa da, Nuh tufanı gibi yeryüzünde kimse kalmaz.

Bineceğimiz bir ‘Nuh(’un) Gemisi’ var mı?!.

...

Su, akar; her şeyde olduğu gibi onun akışı da amaçsız değildir. Su, ya denize/okyanusa katılıp  buharlaşarak yeniden hayat bulmak (= atmosfere çıkmak/yükselmek) ya birine can olmak/vermek ya da bir pisliği temizlemek için akar; “kızarsa”!, önüne ne geçerse sürükler atar, boğar.

Suyun oluşması için koca bir kâinatın (= yeryüzünün = denizlerin, okyanusların ve gökyüzünün = güneş ve atmosferin) varlığı şart.

Kâinatı bizim için var eden Rabbimize hamd olsun. Bu kısa not/yazı, inşaallah, bir bardak suyu yudumlamaya başlamadan Bismillah; yudumladığımızda da Elhamdülillah dememize vesile olur. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET