NOKTA!...

Nokta, gerçekte! boyutsuzdur ama biz onu boyutluymuş gibi algılarız. Noktaların yan yana gelmesi çizgiyi oluşturur; çizgi tek boyutludur; çizginin boyutu uzunluktur. Aslında çizginin de iki boyutu vardır ama biz ikinci boyutu (= genişliği/yüksekliği ya da derinliği) yok farz ederiz. Noktaların iki boyut oluşturması, genişlik/yükseklik ya da derinlikledir, ki buna da yüzey denir.

Nokta, kâğıt üzerinde yan yana gelirse çizgiyi; kâğıdın ya da masanın kendisi (= üstü) de yüzeyi oluşturur, kağıt da masa da (herkes ve her şey de) noktalardan oluşur. Kağıdın ve masanın tamamı (= tüm cisimler, bizler ve tüm görünür varlıklar) üç boyutlu noktalardır.

Her cisim, üç boyutlu noktadır (= en, boy, yükseklik ya da derinlik) ama her cisimdeki noktaların dizilişi (= nitelik ve niceliği) farklıdır. Aynı ‘tür’! cisimlerde diziliş (= nicelik) benzerdir ama nitelik farklılaşır; nitelik farklılığı, entite’yi (kimliği!) oluşturur. Elma/lar/daki (ve elma ağaçlarındaki) noktaların dizilişleri benzer; armutlardaki diziliş farklıdır. Bunun gibi trilyonlarca (= varlık sayısı kadar) farklı ve benzer diziliş vardır. İnsanlarda da benzer durum söz konusudur; insanları (birbirinden) farklı kılan, noktaların niceliği değil niteliğidir. 

Dünya da bir noktadır. Bu dünya noktasının içinde sonsuz şekil alan noktalar (= bitkiler, hayvanlar, insanlar, dağlar, taşlar, yapraklar, vb.) vardır. Dünyanın içindeki en küçük nokta, kum tanesidir...

Dünya da bir noktanın içindeki noktadır; o nokta da kâinattır. En büyüük noktayı (= arşı da ve her bir noktayı da) var Eden kuşatmıştır. Bizler, kâinat noktasının içindeki “çoooook küçük noktalarız.”!. Bizdeki noktalar nicelik (şekil) olarak “aynı” olsa/dizilse de, nitelik olarak “farklıdır”!; herkes özeldir. İnsan, nitelikleri ile, nitelikleri oranında insandır.

Nitelikli insan, nicelikli varlıklara da nitelik verir. İnsan, nicelikli varlıklara sahip olunca insan olmaz ve nitelik kazanmaz. (Nicelik, ölçülebilen boyut; nitelik, kalite,ölçülemeyen! boyuttur.) Nicelik ölçülebilen (= sayılan, ölçülüp-biçilen) ve bir şekli olan noktalar; nitelik, kalitedir. İnsanda nitelik (= kalite) yoksa, dünya kadar nicelikli (= şekilli/şekilsel) noktaya (= eve, arabaya, yata, kata vb.) sahip olsa, bunun bir değeri yoktur. Sözgelimi niteliksiz adamın dünyada (= dünya evinde) bin evi olsa; o bin ev, o adamı nitelikli yapmaz. Nitelikli adamdaki bin ev, bin derde çare olur; niteliksiz adamdaki bin ev, binlerce derde sebep olur...

İnsan, niteliğini, çoook büyüüüüük nokta içindeki küçük ve çoook küçük (= küçücük) noktaları Düzenleyen’i bilince ve O’na itaat edince (= mevcut düzeni/mîzanı bozmayınca = O’nun kurduğu düzene = dine göre yaşayınca) kazanır; onda (= insanda) bu bilinç yoksa, o, içi boş (= derinliği ve yüksekliği olmayan) değersiz, 2 metrelik bir dik nokta-çizgidir; hayvanlardan bile aşağıdır. Hayvanlar, eti yenen, sütü içilen, gönü giyilen varlıklardır; insanın eti yenmez, gönü giyilmez. ‘İnsan noktasına’! değer veren, 3. boyut = derinlik ya da yükseklik değildir; bu, diğerlerinde de vardır; insan 4. boyut ile değer kazanır, o da imandır, imanı bizim ölçü aletlerimiz ölçemez; iman, insanı “çok boyutlu” yapar!. İki boyut, yüzeyde gezme, satıh; üç boyut derine inme, derinlik; dördüncü boyut ise, cisim/beden olmadan çıkarak insan olup yükselme/yücelmedir.

...

(Bu yazılara da (= notlara da) artık koyalım bir nokta. İnşallah bu noktanın da içi boş değildir. İçi boş noktalar, içi boş evler gibidir. Evleri değerli yapan, içindekilerdir. Dünya ve âhiret evini değerli kılanlar da içindeki değerli adamlardır... Bu yazılar, bir çoook noktadan (oluşan harfler ve cümlelerden) oluştu ama onların aslında tek bir nokta olması hedeflendi; o nokta da ‘bu’! olsun inş. Hoş bakın zâtınıza!. Kusurlarımız affola.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET