BİLİNÇ KONTROLÜ

Bizler, devâsâ evrende ancak soyut-somut tecrübe ettiğimiz şeyleri bilebiliriz. Bu bilgileri düzenleyen ise bilincimizdir; bu da evrendeki mîzânı/düzeni fark etmek ve oradaki yerimizi almak, mîzânın sahibine teslim olmaktan geçer. (55/Rahmân, 1-12.) Olayların ve olguların (= şeylerin) bilincinde olmak, çoğu zaman bizi yorar. Bizdeki bilinci “Evrensel/Küllî Bilince! = Yaratıcı’ya” teslim edebilirsek, (= bağlarsak), “Otomatik Pilot’a”! bağlanmış gibi olur, rahatlarız.

Akıl, biz insanlar içindir; Rabbimiz için ‘akıl’ kullanılmaz; bizdeki akıl terminaldir; onu “İlâhî Kaynak’a” bağlayabilirsek (= o akıl Oradan beslenirse) hem yorulmaz hem de yanlış yapmaz. Bizim her zaman kendimizi ( = kendi bilincimizi) kontrol etmemiz zordur; bizler ancak ‘kendimizden geçince’! (= kendimizi de unutunca) rahatlarız. Kendimizi güvensiz (= El-Mü’min olmayan) birine teslim edersek, ki bu imansızlıktır = mü’min olmama hâlidir, o zaman işimiz çook daha zor ve çok daha tehlikeli olur.

İnsanda mükemmel bir güç/kaynak (= rezerv) varmış gibi, Kişisel Gelişimciler insanı çook zorluyor ve yoruyorlar; onlar sayesinde insan kendini bişey zannediyor; halbuki onlar insana aşırı yük yükleyerek insanı mahvediyorlar; insan, sürekli “tetikte/uyanık”! olmaya dayanamaz; “Güvenilir (= Uyanık) Bir’ine” teslim (= mislim) olmak zorundadır. “Lâ te’huzuHû sinetün ve lâ nevm.” (2/255.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET