KİTAP, KUTSAL KİTÂB ve KUR'ÂN

Kitap, ketebe’den yazılı bir metni, yazılı sahifeleri, sözün yazıya dökülmüş ve ciltlenmiş hâlini ifâde eder.

Söz’de, söyleyenle (konuşanla) dinleyen (konuşulan) aynı mekânda ve aynı zamandadır, karşılıklı diyalog hâlindedir; söze, karşılıklı jest ve mimikler etki eder; karşılıklı duygular yansır. Yazı’da, yazılan ve okunulan mekân ve zaman farklıdır; ayrıca yazı kurgu da olabilir; yazı duyguları da örtebilir = gizleyebilir ama sözde de yazıda da bir (ya da bir kaç) amaç vardır; dedi-kodu ya da karalama yapılmazsa, söz de yazı da boş yere, havaya = boşluğa söylenmez ve yazılmazlar; ya haber vermek ya bilgi vermek için söylenir ve yazılırlar.

Yazıda, yazar/lar ölmüş de olabilir; ölmüş yazarın kitabını okumak, yazarı diriltmez ama okuru, ya yazarın yazdığı zamana götürür ya da yazarın yazdığı o metin yorumlanarak güne taşınır; ikisi birden de olabilir. 

Normalde yazı = metin, sözü dondurur, öldürür. Okur, o ölü = donuk metni okuyarak “tekrar diriltir.”!. Normal kitaplar çok “önceden” yazılmışlardır; okurun eline geçtiklerinde epey zaman geçmiş, çok şey de değişmiştir; klasik kitaplarda bu değişim çok yavaş olur.

Kutsal Kitâblarda ise durum farklıdır. Kutsal Kitâblar da Metindir = yazıdır ama onlar yazılı bir Metin = Mushaf olarak inmemişlerdir. Onları Kendilerine inen Elçiler Kendi dillerinde Metinleştirmişler = Kitâblaştırmışlardır. Hz. İbrâhim, Hz. Mûsâ, Hz. İsâ’ya inen Kitâblar (ve Hitaplar!) İbrânice; Hz. Muhammed’e inen Kitâb (ve Hitap!) Arapçadır. Hitapları paranteze almam ve ünlem koymam, Elçilerin kalbine inen dili bilemememdendir, belki de tüm Kitâblar “ortak bir dil”! ile inmiştir.

Kutsal Kitâbların yenilenmesi, Onları kıraat edenlerin (okuyanların) Onları değiştirmiş olmasındandır. Son Kitâb’ın muhafaza edileceği garantili olduğu için başka Kitâb inmeyecek ve Hitab olmayacaktır.

Tüm Kutsal Kitâbların Sahibi Allah’dır; O Hayy-el Qayyûm’dur = Ölmez Diri’dir. (O, diğer kitapların sahipleri gibi değildir.) O’nun Hitab’ı, Kitâb’ın indiği zamana göre tarihseldir ama bize göre günceldir; çünkü özellikle Son Kitâb (aslında bozulmayan her Kutsal Kitâb) evrenseldir = zaman ve mekân üstüdür; bugün bize, yarın da başkalarına hitap eder. Bu Hitâbları = Kitâbları “canlandırmak”! için okur = kıraat ediriz; buna da Kur'ân Okuma deriz.

Kur'ân : Kitâb’ın bugün okunması = O Kitâb’ı okuyanın, O Kitâb’ın Sahibi ile “bizzat”! "konuşmasıdır."! Kur'ân, yazıdan (ketebe’den) değil, okumadan (karae’den) isimdir ve İlâhî Kelâm’ın okunmasıdır.

Okuma, yazılı metne = kelâmın yazı olmuş ve ölmüş hâline “kan ve can” verme, o metni anlamaya çalışmadır; anlam, canlı olandadır; ölü bedende can = kan = anlam olmaz; yazı (metin), ölü = donuk = kuru = cansız sözdür.

Hele okuduğumuz Metin, Kutsal bir Metin’se = Mushaf’sa ve O Metnin Sahibi de “Canlı = Hayy-el Qayyûm” ve her yerde ise, O’nun Kitâb’ını okurken O bize Hitâb ediyormuş gibi! okumalıyız; böyle yaparsak sanırım O’nun Kitâb’ını anlamamız ve O’na saygı duymamız daha kolay olur.

Kur'ân’ı normal bir kitabı okuyormuşuz gibi okuyamayız. Normal kitapları okurken yanımızda yazar yoktur, ayrıca yazarın düşünceleri yanlış ve kurgu olabilir ama Kutsal Kitâb’ın Sahibi “yanımızdadır” ve O ne söylüyorsa kesin doğrudur. Bu duygu durumunda olmadan “ölü Metin = Mushaf!!! bizde canlanmaz”; aklımız ve kalbimiz harekete geçmez = ürpermez!. O Kitâb (= Mushaf) tarihte yazılmış = tarihsel bir Metin olarak görülür, güne taşınamaz.

Kitâb’ın = Kur'ân’ın evrenselliğini buralarda aramak lâzım; Ona sözle evrensel demek, meseleyi çözmüyor; Onu 610-632 arasından bugüne, 2022-2023’e, 2100-2500’lere nasıl taşırız ve bunu nasıl yaparız; düşünmek, bunun üzerinde ciddî ciddî kafa yormak gerekiyor.

Âlimlerin bize, Kur'ân’ı okurken “size iniyormuş gibi okuyun.’ demelerinin altını doldurmazsak, söz havada kalır; onlar, bunun nasıl yapılacağını da tarif etmeliler. Bence bu, “muhataplık ilişkisini güncellemek ve doğru kurmakla” ve de Mesaj'ı ciddîye almakla mümkün. Biz, 6. yüzyılda yaşamıyoruz; 21. yüzyılda yaşıyoruz.

İnsanların yazdığı kitaplar bile, benim bugünkü hayatıma dair faydalı bişeyler söylemiyorlarsa, çöptürler. Hele bu kitap, Kutsal bir Kitâb’sa, benim bugünümü hiç es geçemez; geçerse bana hitap etmez; ben Onu “okumak için okurum”!, yaşamak için okumam; bazıları da sevap kazanmak için okur; birileri de para kazanmak için... günümüzde tüm okumalar artık para kazanmak için yapılmıyor mu?!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET