HAYAT ALGISI

İki tür hayat algısı var :

1) Doğumla başlayan, ölümle biten, sonlu hayat. 

2) Doğumla (yaratılışla) başlayan ama bitmeyen, sonsuz hayat.

İlki, hayatı buraya ve şimdiye hasreder; ikincisi, öte dünyaya (ötede sonsuz bir hayatın daha olduğuna) inanır.

İlki, materyalistlerin ve dehrîlerin hayatıdır; ikincisi Müslümanların hayatı. Materyalistler ve dehrîler : “Hayat, sadece bu dünya hayatıdır; doğarız ve yaşarız; bizi sadece zaman helâk eder; derler. Oysa onların bu konuda gerçeğe yaslanan hiçbir bilgileri (delilleri = huccetleri) yoktur, yalnızca zannederler.” (45/24.) Müslümanlar ise ötede bir hayatın daha olduğuna “İNANIRLAR”; çünkü onlar da bunu bilemezler; Bildiren’en güvenirler. İman, Rabbe (= hayatı yaratana) güvendir. Rab, güveni boşa çıkarmaz!.

Materyalistler ve dehrîlerin bu konudaki kanıtı!, “atalarımızı getirin!” (kim gitmiş de gelmiş?!) demeleridir. 

Hayat, âhirete iman (hesap) olmadan yaşanırsa, keyfîleşir. ‘Keyfinize göre yaşayın, hayata bir daha mı geleceğiz, geleceksiniz?’ diyenlerin hayat algısı buraya yaslanır. Onların yaşam felsefesi, haz ve keyif (tüketim ve eğlence) üzerine kuruludur. Böyle yaşanan bir hayat, zulüm (haksızlık) üretir ve anlamsız olduğu için de hayvancadır. “Onların dünya hayatına dair sözleri çoğu kimsenin hoşuna gider. Kalplerindekine (doğru söylediklerine) de Allah’ı şahit tutarlar; onlar düşmanların en azılısıdır.” (2/204.)

Din, buradaki hayatın nasıl ve niçin yaşanacağının kurallarını belirler. Bu kurallara uygun yaşayanı, ötede rahat bir hayatın; yaşamayanı da berbat bir hayatın beklediğini söyler. Orayı buraya; burayı oraya bağlayarak hayatı “BİR BÜTÜN” olarak görür ve gösterir.

Buradaki hayat, iyi (= âdil) yaşanır da, -- ki bu şartlarda iyi yaşam, zor bir yaşamdır --, bu zorluğun ötede bir kolaylığı olmazsa; kötü (= zâlimce) yaşanır da, bu kötülüğün de ötede bir bedeli olmazsa, adâlet mümkün olur mu?!.

Eğer ikinci bir hayat yoksa!, iyilikler de kötülükler de “anlamsız”! olur, sorumlu davrananla sorumsuz davranan eşitlenir; varsa, kaybedenler, sorumsuzlar ve zâlimler olur.

Biraz zorluğa sonsuz rahatlık; ‘sınırlı zorbalığa’ sonsuz eziyet!.

Nasıl bir hayat, nasıl bir adâlet ama!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET